13 Aralık 2015 Pazar

YAHUDİ OYUNLARI ve BÖLGEMİZDE YAŞANANLARIN PERDE ARKASI






 Yüzyıllardır yeryüzünde ve özellikle ülkemiz coğrafyası ve çevresinde pek çok siyasi ve ekonomik gelişmeler yaşanıyor, bu oyunlarla sınırlar çiziliyor, yönetimler değiştiriliyor hatta ülkeler parçalanıyor. Bu gelişmelerin arkasındaki esas emeller ve perde arkası hedeflerin gerekçelerinin pek çoğumuz farkında değiliz, aksine medyada ve açık kaynaklarda bizlere yansıtıldığı kadarını biliyoruz veya bu kaynaklarca esası örtecek şekilde yönlendiriliyoruz. Bunların büyük kısmı da tahrif edilmiş ve bizlere gösterilmek istenen yönüyle karşı tarafın gözünden aktarılmış kaynaklar malesef. Batılılaşma empozesi altında "onların yazdıkları, onların baktıkları, onların anlattıkları en doğrudur" düstûru yüklenmiş son dönemlerde beyinlerimize toplumsal olarak.

 Bu sayfalarda Makro Gerçekler başlığı altında paylaştığımız yazıların içeriği genel bağlamda tarihsel ve manevi bir perspektifte yaşanan ve futuristik bir öngörüyle yaşanabileceklerin aktarıldığı yazılar derledik şimdiye kadar. Bu yazılar bütününü birleştirdiğinizde karşımıza çıkan tabloda para hanedanının dünya üzerindeki siyaseti ve hegemonyasını nasıl lehine şekillendirdiğini ve parayı nasıl silah olarak kullandığını göreceksiniz. Bu oyunları ancak parçaları doğru birleştirdiğinizde perde arkasındakileri görebilir ve altında yatan emelleri anlamlandırabilirsiniz.



 Bu konuların daha iyi anlaşılabilmesi adına özetin de özeti şeklinde yazıları okumak bile bazen zor gelebiliyor günümüzde. Bu nedenle değerli bulduğumuz görsel yayınları da zaman zaman sayfalara taşıyoruz kapsam olarak yazılarımızı desteklediğinden dolayı. Aşağıdaki görsel yayında hem yazılarımızdaki anlatılanları destekleyen hem de özellikle son iki asırda coğrafyamız çevresinde yaşanan siyasi askeri ve ekonomik gelişmelerin altındakileri, Osmanlı'nın yıkılışını ve bu süreçteki entrikaları, İran, Irak, Yunanistan son olarak Suriye ve Rusya üzerindeki gelişmeleri, bölgedeki taşeron örgütleri ve oluşumları, PKK ve Ermeni meselelerini, İsrail'in kuruluşundaki perde arkası entrikaları, bölgedeki İsrail emellerini, Arz-ı Mevut ve buna yönelik uyguladıkları, din temelli hedefleri çerçevesinde stratejileri bu görseli izlemeye vakit ayrırsanız çok net şekilde görebilir ve anlamlandırabilirsiniz. Bu görseldeki anlatımları kaynağından okuyarak öğrenmeye çalışmanız bile yıllarınızı alabilir ve bunları tümleştirmek oldukça zor olacaktır, fakat yaklaşık 4 saatte pek çok tarihsel gelişmenin esas perde arkasını görebilmek adına özetin de özeti olmasına karşın bulunmaz bir eser olduğunu düşünüyorum. Ön yargılarınız varsa bir kenara bırakarak izlemenizi tavsiye eder ve pek çok insana ulaşmasını sağlamanızı rica ederim ülkemiz insanı ve geleceği adına... İyi seyirler...


3 Ağustos 2015 Pazartesi

NELER OLUYOR..!



Konuşulacak, yazılacak, tartışılacak çok ama çok şey var. Koalisyon görüşmeleri, liderlerin tavrı, CHP’nin çırpınışı, HDP’nin çıkmazı, PKK’nın silahı eline alması, IŞİD’in bombalarla gelmesi, Kandil’in vurulması, İncirlik için Amerika ile anlaşılması ve Erdoğan’a saldıranların her an hazır kıta beklemesi… Aslında olanlar çok ama çok basit! Büyük ve ses getiren parçaların içinde kaldığımızdan etrafımızı göremiyoruz! Yoksa istikamet belli!

Biraz başa dönelim. Zamanımızı çalan parçalardan kopalım… Rusya’ya bir uğrayalım… Bilmesek de bizdekine çok benzer şeyler orada da yaşandı! Bazıları fotokopi gibi…

Alexander Litvinenko… Bir Rus ajanıydı. Hayatı film gibiydi. Londra’da zehirleninceye kadar etrafında çok önemli isimler vardı. Barsukov (KGB ya da yeni adıyla FSB’nin patronu), Kovalev (FSB’nin eski patronu), Shebalin (Rus derin devletinin vurucu gizli gücü URPO üyesi), Roman Abromoviç, Berezovski (BARON), Gusinsky (BARON), Chernomyrdin (BAŞBAKAN), CHUBAİS (KİLİT OYUNCU), Gaidar (eski Başbakan), geçtiğimiz ay öldürülen, gelecek vaat eden Nemtsov, Yeltsin, Putin, Yeltsin’in kızı Tatyana, Yeltsin’in damadı Yumanes ve adamlarıyla, baronlarıyla, medyasıyla, madenleriyle Rusya’yı ele geçirmeye çalışan SOROS!

Rusya’nın ve Putin’in hikayesini bilmiyoruz! Rusya’da verilen mücadeleyi anlamadığımız için ne İngiltere’yi ne BARONLARI ne de Erdoğan’ın burada kimlerle savaşma zorunda kaldığını anlıyoruz. Klişelerle gidiyoruz. Yanılıyoruz! Duvara tosluyoruz…

Soros ve arkasındaki güç Türkiye’ye girdikten çok sonra Rusya’ya el attı. Medya, maden ve bankaları alarak... Önündeki isim büyük baron BEREZOVSKİ’ydi! Medya sahibiydi. Rakibi ve sonraki dostu Gusinsky de büyük medyayı elinde tutan ikinci isimdi. SOROS ikisini yanına aldı. Soros bir tabelaydı sadece! Arkasında DOLARLA oynayan para babaları Rothschild ve Rockefeller gibi aileler vardı. Devletlere meydan okuyorlardı. MAVİ KANLI KRALİYET aileleri ile de akrabalıkları vardı. İngiltere Kraliçesi bunlar için özeldi! Fransa’da da hiç yabana atılmayacak ilişkileri vardı. Rusya SSCB’yi yıktıktan sonra kendi içinde büyük kavga verdi. Koca ülkeyi ya SOROS ya da Ruslar yönetecekti. Devlet içeride ikiye bölünmüştü! Bizdeki gibi... Bir taraf kendi devletine ve milletine güvenerek yol almak istiyor diğer taraf ise terör ile, bomba ile, Çeçenler ile, Çeçen kılığındakiler ile, rehineler ile, pusular ile, suikastlar ile, adam kaçırmalar ile, kasetler ile, gizli çekimler ile karşılık veriyordu… Ama ülkeyi BATI’ya açan adam Anatoly Borisovich CHUBAİS’ti! Başrolde o vardı. Parayı elinde tutan ve SOROS’a tapan biriydi!

Yeltsin’e her dediğini yaptırdı. Yanında da İngiltere’de yaşayan büyük BARON ve Soros’un içerideki adamı BEREZOVSKİ vardı. ÖZELLEŞME adı altında para ve güç bunların eline geçti. Direnenler RUS DERİN DEVLETİ tarafından yola getirildi. Ülke Ruslar’ın elinden çıkıyor, devlet kurumları bunun için yarışıyordu. Eğer BARONLAR Rusya’yı Ruslar’dan almış olsaydı “Amerika” diye bir şey şu an yoktu belki de… Putin ve özellikle son dönemlerinde YELTSİN içerideki bir grupla maçı çevirmeyi başardı. Rusya, Ruslar’ın oldu. Londra’da öldürülen ve Soros’a bağlı çalıştığı bilinen ajan Litvinenko gibi pekçok kişi nedense hep İngiltere’ye kaçtı. Yazlıkları da gariptir Fransa’daydı! Berezovski toplantılarını Fransa’daki şatosunda yapardı. Putin’den daha güçlüydü! Mesela Putin’le Berezovski’nin ÇEÇEN olayına bakışı tamamen zıttı! Bizdeki PKK olayına bakışlarında farklılıkları olanlar gibi!

Bizler SOROS ve arkasındaki ekibin ne istediğini çok iyi bilmiyorduk. Fransa, İngiltere ve BARONLARIN ORTADOĞU’da ne istediğini anlamakta zorlanıyorduk. Cetvelle çizilen ülkelerle koca bir 100 yılın boşa geçtiğini görmüyorduk. Amerika’nın kendi içindeki savaşından sonra Rusya’nın ve arkasından da Türkiye’nin değişmesi gerekiyordu. Farklı coğrafyalardaki çok önemli dalgalanmalar aslında ortak bir hedef içindi. Ama büyük kavgayı bilmediğimiz için ANLAM vermekte ve önümüze dikilenleri tanımakta zorlanıyorduk.

Rusya’nın Berezovski’si gibi bizim de aynı tipte adamlarımız, medya patronlarımız vardı. Bizim de Chubais’imiz, Gusinsky’miz vardı.

İşte bunlardan kurtulmaya çalıştığı için “PUTİN’leşti” diye eleştirilen, “Son Padişah” diye kapak yapılan, “Diktatör!” yaftasıyla aralıksız saldırıya uğrayan ve manşetlerden inmeyen ERDOĞAN vardı. Bizim içerideki yabancılarımız “ORTADOĞU’da ne işimiz var?” diye sık sık yüklenirdi! İngiltere ile Fransa 100 yıl önce haritayı yaparlarken bunlara sorulmayanlar şimdi bize soruluyordu. TÜRKLER’in yeni planda yer almaları istenmiyordu! En çok sesi de TÜRK GÖRÜNÜMLÜ YABANCILAR çıkarıyordu! Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi. Garip!

PKK ile onların siyasi uzantılarıyla, içerideki işbirliğinin saklanamayan yönü buydu. Farklı gibi görünseler de hep kardeştiler. Ankara’yı bölgeden uzak tutmak için bazen medya, bazen malum yapı, bazen PKK, bazen tetikçileri, bazen de yerli görünümlü yabancı ekonomik kumpasçıları hep devrede oldu. Güçlü olmamız, masaya yumruğumuzu vurmamız bir şekilde engellendi.

Yine aynı oyunu oynayacaklar. CHP ve HDP bilerek ya da bilmeyerek asıl oyuncu! AK PARTİ’nin tek başına iktidar olduğu bir Türkiye ile CHP-HDP’nin koalisyon içinde yer aldığı Türkiye BÖLGEDEN AYNI ŞEYİ TALEP ETMEZ! Amerika, DOLARI korumak ya da yerine başka para birimi koymak için hazırlık yaparken, Rusya mıntıka temizliği ile uğraşırken, Almanya burada olmak için can atarken, İngiliz ve Fransızlar kaptıklarını vermek istemezken bölgenin asıl oyuncusu olan TÜRKİYE’nin içeride zayıf düşürülmesi şarttı! Bunu da PKK ile, PKK kılığındaki servisler ile, CHP ve HDP ile yapabilirlerdi. 100 yıl sonra masanın kurulduğu yerde İngiltere-Fransa-Almanya bizi güçlü oyuncu olarak istemiyordu. Gönüllerinde her karara “Evet!” diyen bir Ankara vardı.

Koalisyon kurulamazsa son koz olarak TERÖRLE gelecekler! Büyük ve etkili bir şekilde... Planları bu! Bizler de kavgayı içeride kendi aramızda sanacağız. “Türk!” diyeceğiz, “Kürt!” diyeceğiz… Aslında oyun BÖLGENİN 100 yıl sonra tekrar paylaşımı. Bir olup büyük PAY almak varken birbirimize düşürülmek isteneceğiz. İşaretler fazlasıyla var!



İsim vermek istemiyorum. Şimdilik... Tuhaf ve kirli işler içinde olan çok adam var. Öcalan’ı İMRALI’ya gömmek isteyen, Barzani’yi tasfiye etmek için fırsat kollayan BATI ile derin ilişkiler içinde olan çok KÜRT var! Oyun içinde oyun yani!

KANDİL’in bombalanması Ortadoğu’da yeni düzenin işaret fişeği! Çok ama çok önemli… İsim vermediklerim bunu gördü! Korkuyorlar!

SOROS ve arkasındaki güçler küçük ve idaresi kolay devletçikler istiyordu. LİBERAL politikalar bunu emrediyordu! Böl, yönet ve para kazan! Ama dünya değişti! Washington’dan esen rüzgarlar buraları da etkileyecek. Türkiye olmadan kimse adım atamaz! Atamayacak. 100 yılın rövanşı alınacak. Koca bir savaşın içinde en çok sancı çeken yer ORTADOĞU!

Çünkü yaşadığımız 3. DÜNYA SAVAŞI…

Bizi DEVLET gibi görmek istemeseler de, içeride başımıza bela açsalar da, gücümüzü eksiltseler de TÜRKİYE büyüyecek! Neden mi?

BAŞKA ŞANSIMIZ yok da ondan!

Sabırla izleyin!

Türkiye’nin büyümesi Amerika’nın da Rusya’nın da şansı! Onların da başka seçeneği yok!

Hep söyledim! Türkiye olmadan kimse buralarda adım atamaz!

Bakınız malum yapı ile PKK tasfiye sürecinde…

Belli ki eller şimdi daha da birleşti. Düne kadar ismini duymadığımız isimlerle bölgede DEVLET KURMA OYUNLARINA kalkışanlar yok olup gidecek! SOROS ve içerideki ekibinin desteklediği unsurlar çok sert şekilde bitirilecek!

Oyun kurallarına göre oynanacak. Sınırlar değişecek. Sınırlarla birlikte rejimler de…

Biz bölgeyi onlar da bizi sandıkta değiştirmek isteyecek. Savaşın merkezi yine Türkiye ve İSTANBUL!

Yeni HARİTA İSTANBUL’da çizilecek!



NOT 1: Olanları Türkiye’nin iç sorunu gibi yansıtanlara bir saniye bile ayırmayın! Bilin ki niyetleri kötü! Böylesine küresel bir mücadelede biri aklınızı kısırlaştırmak istiyor ve zekanızla alay ediyorsa kovun gitsin!

NOT 2: Eğer PKK bitecek IŞİD de gidecek ise bu bölgeye kim gelip oturacaktı! Düşünelim bakalım… Sizce İncirlik Üssü sadece IŞİD için açılmış olabilir mi? Eğer IŞİD’i Papua Yeni Gine kurdu diyorsak EVET! Ama kuranlar belli! O zaman oyun başka!

NOT 3: Bu arada Kandil’e bomba yağdıran ve PKK’ya büyük darbe vuran Türk uçaklarına koordinatları kim verdi acaba? Düşünün bakalım!