21 Aralık 2013 Cumartesi

Yine yeni yeniden Finansal Harp - Halk Bank





Türkiye gündemi Gezi olaylarının ardından son günlerde bir kez daha siyasi çalkantılarla sarsılmış durumda. Gündeme o kadar çok garnitür konu servis edildi ki esas arkaplanda küresel dizaynın çıkarlarına yönelik amaçlanan konu perdelendi. Ülke gündeminde medya cemaat, yolsuzluk, ayakkabı kutusu, parasayma makinası manşetlerini konuşurken ülke stratejisi olarak küresel dizayn içinde oluşturulmaya çalışılan hamlelerin önü kesilmiş durumda.




Öncelikle gündemdeki konularda bir yolsuzluk sözkonusuysa mutlaka gerekli inceleme yapılmalı ve gerekli cezalar verilmeli, yetimin hakkının yenmesine izin verilmemeli. Fakat yargısız infaz yapılarak ülkenin gündeminde oluşturulan kaosa da izin verilmemeli. Görüldüğü gibi her oluşturulan kaosda ülke insanı finansal bir harbe yenik düşüyor. Faizler yükseliyor, dolar bukadar karşılıksız basılmasına rağmen ülkemizdeki her karışıklıkta alıp başını uçuyor, borçluların borcu katlanıyor, benzine mozota zam üstüne zam geliyor, ülke insanının birikimleri eriyor, ülkenin itibarı sırf siyasi çıkarlar uğruna yerlebir ediliyor. İşte bu kaos ortamları da planlı olarak oluşturuluyor. Gezi olaylarında darbe yiyen yine halkın tâ kendisiydi şimdi yine yeni senaryolarla olan yine halka oluyor. Bu operasyonların her biri finansal harptir.

Gelelim konunun esas odak noktasına. Daha önce konunun can damarına Kürsel Soyguncular başlığı altındaki yazımızda değinmiştik. Para hanedanı tarafından oluşturulan dolar hakimiyetinde dünya düzeninin sürebilmesinin en önemli kriteri dünya ticaretinin dolar üzerinden yapılması, bunu delmeye yönelik girişimlere de ABD jandarması güdümünde bertaraf etmesiden geçiyor. İşte bu sebeple bu sisteme uymayan ülkeler ve girişimler cezalandırılıyor ve ambargo uygulanıyor. Bu anlamda detaylar için Küresel Soyguncular yazımızdaki detayları birkez daha okunmasını tavsiye ederim. Aylar önce bu yazı içinde özellikle altın ticaretinin yaygınlaşması, dünyadaki varlıkların ticaretinin tıpkı tarihin ilk zamanlarındaki gibi altın üzerinden yapılması dünya üzerindeki dolar hanedanının varlığını bitirir demiştik. İşte bunun korkusuyla bu gibi girişimler, organize şekilde bertaraf ediliyor ABD adı altında malum hanedan tarafından ki kurdukları tekel sömürü sistemi çökmesin. 

Bölgemizde de İran'a uygulanan ekonomik ambargo nedeniyle İran dış dünya ile bir ticaret yapamaz konumda malum. Hâl böyle olunca ürettikleri petrol ve doğalgazı direkt olarak satamadıklarından veya para olarak bir getiri sağlayamadıklarından, dolaylı yollar ile bu ambargoyu aşma arayışındalar. Bu noktada da Türkiye ile örtülü anlaşmalar yapılması iki ülkenin de çıkarına bir durum. Çünkü Türkiye, İran için Akdenize ve Avrupa'ya açılan bir ticaret kapısı. Bu açıdan iki ülke arasında çeşitli stratejik yakınlaşmalar sözkonusu ve bundan da en başta İsrail ve ABD rahatsız. Türkiye'nin bu kaynaklardan yararlanmasını bölgede güçlenmesini ve İran'a da kaynak akmasını istemiyorlar. Bu yüzden son yıllarda altın ve mal karşılığında yapılmaya başlanan ticareti geçtiğimiz Şubat ayında yeni bir ambargoyla engellediler. Buna yönelik takip ve raporları ABD tarafında yıllardır David S. Cohen yapıyordu. Cohen, İsrail kökenli bir şahıs ve Yahudi lobisinin üyesi bir ajandır.


Şubat ayında uygulanan altın amborgosu ve Türkiye'nin İran'dan petrol alımının yasaklanması raporunu da bu şahıs yazmıştı. Bu raporlarda sık sık Halkbankasının bölgedeki ticarete aracılık ettiğini, bu bankanın incelenmesi ve bu ticaretten men edilmesi gerektiğini aylar öncesinden raporlarına yazmış kişidir. Bakınız şimdi Türkiye gündemini değiştiren Halkbank operasyonunun hemen üçüncü günü Türkiye'ye damladı.


Bu raporlar ve ilgili şahsın adımları takip edilirse bu operasyonun nasıl aylar önce organize edildiği ve tam da şu döneme denk getirildiği gözönüne alındığında operasyonun sadece iç kaynaklı olmadığı, tesadüf olmadığı dikkatlerden kaçmayacaktır.

Gündemdeki bu operasyonda bu dışkaynaklı operasyonu perdeleyecek pek çok konu bir anda servis edildi. çeşitli dinleme kayıtları, yine seks kasetleri, cemaat zıtlaşması, bakan çocuklarının marifetleri, ayakkabı kutularında saklanan paralar vb gibi birçok gündemi kirletecek, kafaları karıştıracak, olayın arkaplanını perdeleyecek konular medyaya servis edildi. Hepsinin bir anda bu kadar tesadüfi bir şekilde sunulması mümkün mü? Bu operasyonun zamanlaması öyle bir anda yapıldı ki hem yerel seçimler öncesi içeride küresel aktörlerin çıkarlarına hizaya getirme anlamı yüklü, hem tüm cepheleri birbirine düşürme hem de bölgedeki enerji politikalarını kendi lehlerine çevirecek bir darbe vurma peşindeydiler ve şu aşamada bu operasyon sayesinde yine ülkede yeni bir finansal harbi başlattılar. Görüldüğü üzere faiz çift hanelere yaklaştı, dolara yeni rekorlar kırdırdılar, ödemeler dengesini bozdular, enflasyon hedefi olumsuz etkilendi olan yine halkın cebine oldu.

Şimdi şu zamanlama konusuna biraz daha detaylı olarak değinelim. Son dönemde petrol havzaları ile siyasi bir yakınlaşma sözkonusu malum. Sonuç olarak ülkelerin ayakta kalabilmesi için üretmeye, üretmek için de enerjiye ihtiyaç var. Enerji havzalarına bu kadar yakınken çeşitli ambargolar nedeniyle bunun kolaylıklarından mahrum edilmeye çalışılan bir dizayn var Türkiye çevresinde. Bu dizayn tâ Abdülhamid Han zamanından bu yana uygulanmaya çalışılıyor. O dönemde para hanedanının siyonizm adı altında ortaya koyduğu oyunu gören ve buna yönelik tedbir olarak Kerkük ve Filistin havzalarını kendi üzerine tapulandıran Abdülhamid Han, zamanında çeşitli entrikalarla iç destekli siyasi oyunlarla tahttan indirilip bizim olan havzalar, Dünya savaşı döneminde küresel elitler tarafından dizayn edilmiş ve petrol havzalarından arındırılmış bir Anadolu coğrafyası haritası bırakılmış ki petrol havzalarını kendileri dilediklerince işleyebilsinler. Günümüzde de halen bu kavga sürmektedir örtülü olarak. Şimdiye kadar öyle yada böyle bu havzadan uzak tutulan Türkiye bu pastadan pay alma uğraşı içinde. Çeşitli enerji anlaşmaları yapılmakta. Son dönemde Irak'ın kuzeyinde Kerkük bölgesindeki petrol kaynaklarının Akdenize taşınmasına yönelik anlaşmalar imzalandı. Bu anlaşmanın da arka planında Halkbank garantörlüğü vardı. Aynı şekilde İran petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere taşınacak ve anlaşmalar Türkiye aracılığı ile yapılacak para transferi Halkbank üzerinden yürütülecekti. Bu İsrail'in MaviMarmara geriliminden sonra dilediği özründe anlamını yitirmesine sebep oldu, çünkü İsrail, kıbrıs havzasında çıkardığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupaya taşıyacak bir işbirliğinin ilk adımı olarak o özrü diledi ama bu konuda onlarla değil bölgedeki diğer ülkelerle işbirliği yapıldı. İran ile bu anlaşmanın yapılmasına 15gün kala bu Halkbank operasyonu patlak verdi. İşte zamanlama bu konudan manidardı. Eğer bu anlaşma yapılabilseydi ülkenin milli bankasına 150milyar dolar kaynak akacaktı. Bu nedemek? Bu Türkiye'nin yumuşak karnı olarak lanse edilen cari açık probleminin bitmesi demekti. IMF ayak bağından kurtulan Türkiye bu hadikapı da aşıp rahat politikalar yürütecek ekonomik bağımsızlığa bir adım daha yaklaşacaktı. 
Daha önceki yazılarda altını çizdiğimiz bir nokta vardı. Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin siyasi bağımsızlığından söz etmek mümkün değil. İşte bu açıdan atılan adımların önü kesilmek isteniyor ki Türkiye'nin siyaseti Atatürk'ün (şaibeli!) ölümünden sonra her daim kontrol edebildikleri gibi kontrol edebilmeye devam etsinler. Aslında bu operasyon dolaylı anlamda Türkiye'nin demokrasisine yapılmış bir operasyondur.

Gelelim küresel elitlerin rahatsız olduğu bir diğer meseleye. Para sistemini kuran ve sistemin idamesini kendi çıkarları doğrultusunda çeşitli krizlerle sürdüren hanedan, kendi silahı ile vurulup sekteye uğramak istemiyor. Bölgemizdeki ambargo uygulanan ve çeşitli iç karışıklıklarla kendi güdümlerine aldıkları ülkelerin para akışları hep bu bankerlerin bankası üzerinden sağlanıyor. Yani üretilen petrolün kasalığını bu bankerler üstleniyor, yani bu ülkelerin parasını kendileri kontrol ediyor. Dolayısıyla diledikleri zaman Esad'a, İran molla rejimine yaptıkları gibi paralarını bloke edebiliyorlar. Veya Arap Emirliklerinin şeyhlerinin milyar dolarlarını dilediklerince yönlendirip şeyhlere peşkeş çekerlen halkları aç bıraktırıyorlar, ya da Kaddafi'nin tüm parasını hiç ettikleri gibi kendi sistemlerinin açıklarını kapatmak adına nakit olarak kullanabiliyorlar. 
Bizim bölgemizde bu kirli düzenin işleyişini değiştirecek bir hamle gelmişti Türkiye'den. Bu kaynakların sahiplerinin ticaretlerine aracılık edilecekti, ticaret Türkiye üzerinden yapılacaktı ve ambargolara karşı dış dünyaya karşı garantör Halkbank olacaktı. Dolayısıyla İran petrolü, Irak petrolü dünyaya küresel bankerlerin komisyonları ve hegamonyası olmadan taşınacaktı. Bölgede ilk kez petrol gelirleri Yahudi lobisinin banka sistemine girmeden işleyecekti bunun adımları atılıyordu. Bir sonraki adım olarak Hindistan bile Türkiye üzerinden Halkbank garantörlüğünde İran petrolünü almak için girişimlere başlamıştı. Lobi, sistemi ben kurdum bu oyunu bozdurmam dercesine bu operasyonla anlaşmaları bertaraf etme atağına kalktı. 
Bakmayın siz İran nükleer yapacaktı dünyayı yok edecekti biz ambargo koyduk yalanlarına. Dünyadaki tüm ambargolar oluşturdukları kirli para sisteminin yaşaması içindir. Bu ambargoyu altın ticareti ile bypass eden sistemi de yasakladılar geçtiğimiz Şubatta yayınladıkları raporla. Fakat bunu da İran dolaylı yoldan Reza Zerrab gibi aracılarla gerçekleştirmeyi kendi seçti. Kişiler üzerinden aracılıkla gerçekleştirilen mal transferleri sistemin engellemelerini aşmak için türetilen tercihlerdi. İşin içinde kişiler varsa ve bu kişiler kendi çıkarları adına da komisyon alıyor veya örtülü olarak zimmetine alıyorsa bu ülkelerin yada yönetimlerin tamamen suçlanmasına gerekçe olabilir mi? Bir kurumda bir kişi yolsuzluk yapıyorsa bu tüm kurumu karalamaya gerekçe olabilir mi? Suçlu olan varsa bu adalet önünde hesap verir cezasını çeker. Fakat ülkemizde bu konu hemen seçimler öncesi siyasi rant olarak ortaya atılabiliyor. Ama arkaplanda olanlar bu gerekçelerle çok rahat perdelenebiliyor. Dolayısıyla sistemin başındaki küresel elitler bir taşlar beş kuş vuruyor, olan yine halka oluyor.

Kalın sağlıcakla....






27 yorum:

  1. Üstat merhaba,

    Bu minvalde Gülen Cemaatinin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hayal kırıklığına uğramakta haklı mıyız yoksa şimdiye kadar bir akıl tutulması mı yaşıyorduk?

    Ayrıca Halk Bank'ın genel müdürünü hususiyetinde görüşleriniz nelerdir öğrenmek isterim.

    Selamlar.

    kararan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsekonu oluşum Pensilvanya'da CIA ve FBI himayesinde halen resmi izin olmadan ikamet ettiriliyor Türkiye'deki 28Şubat olaylarından bu yana. Bu himayenin altında örtülü bir çıkar ilişkisi olduğu hep konuşulur fakat arada din iman ilişkisi olunca yakıştırılmaz. Belki kendi değil ama etrafındakilerin bir çıkar uğruna düzeni idame ettirmek için zamanla bir kıskaca dolandığı söylenebilir. Şu aşamada himayesinde olduklarının talimatlarını aralarında nasıl bir kıskaç varsa uygulamak zorunda oldukları izlenimindeyim. İlgili örgütler cemaatin Türkiye'deki kurulu düzenlerinin üzerindeki nüfuzunu ve medya gücünü kullandırıyorlar. Ayrıca "Tek Din" emelleri için müslüman coğrafyasına hitap edebilecek nüfuza sahip birini kontrollerinde tutmayı zaten uzun süredir sürdürüyorlar ve "dinler arası diyalog" gibi bir sloganı taraftarlarına hoş gösterebiliyorlar bu sayede. Daha önceki yazılarda da ifade ettik, küresel dizaynda tek din hedefine yönelik hamleler yürütülüyor, fakat İslam fıkhında müşriklerle bu anlamda bir diyalog yasaklanmışken nasıl oluyor da "dinler arası diyalog" söylemi ile Vatikanla işbirliği yapılabiliyor düşündürücü.

      Gündem olaylarından önce başka bir detaya da değinmek gerek. Zamanında MİT müsteşarının seçimi öncesinde Pensilvanyadan gelen talimatta üç isim sunulmuş ve bunlardan biri müsteşar olsun istenmişti. Fakat yönetim bunun dışında tercihini Hakan Fidan'dan yana kullandı. Zıtlaşmaların başlangıcı burada başladı diyebiliriz. Genel çerçeveye bakarak konuşmak gerekirse belirtilen üç isim ABD'nin cemaatin nüfuzu aracılığı ile dikte ettiği isimlerdi. Bu seçim olmadığında hem İsrail basınında hem de grubun medyasında mevcut müsteşara karşı karalama kampanyaları yapıldı, Oslo süreci medyaya servis edildi.

      Son olarak başbakan Pensilvanya'ya hitaben "dön artık" diye bir çağrıda bulunduğu dönemde MİT'in raporlarında bazı detaylar dikkat çekiciydi. Başbakan buradaki düştükleri kıskaçtan kurtulmaları adına bir fırsat sundu fakat bu çağrı yanıt bulmadı veya bulamadı artık nasıl bir durum sözkonusuysa acaba kurdukları düzenin bozulmasından mı korkuyorlar bilemiyoruz. Fakat olayların buraya varacağını öngören bir istihbarat verilmişti hükümete bu sebeple önceden dön çağrısı yapıldı.

      Son raporlarda da yine cemaatin dışarıdan aldıkları talimat gereği içerideki nüfuzunu kullanarak kendilerine yakın 100-150 milletvekilini hükumet kurabilecek bir oluşuma kanalize etmek istediği bilgisi vardı. Anamuhalefetinde ABD görüşmeleri sırasında daha karizmatik bir lider etrafında koltuktan çekilmesine yönelik kararlar alındığı bilgileri var. Şuandaki Şişli belediye başkanı buna hazırlanıyor ve buna cemaatinde desteği talimatı verilmiş görünüyor. Buna yönelik operasyonlar da ülkede seçime doğru yoğunlaşacak gibi görünüyor Gezi ve Halkbank olaylarının devamı olarak.

      Bu bağlamda bahsekonu grup, bulundukları yerde keyfi bir ikamette değil belli güçlerin kıskacında ikamet ettiriliyor. Ülke içinde nüfuzu öyle yada böyle bu güçler tarafından kullanılıyor Türkiye'nin gündemine etki edecek talimatlar dikte ettiriliyor. Politikalar kurulu düzeni etkileyecek boyuta ulaşınca da düzeni idame ettirecek anlaşmalarla Türkiye siyaseti yeniden dizayn edilecek oluşumlara destek veriliyor.

      Sil
    2. Bu noktada grupların ya da dış güçlerin çıkarı mı yoksa halkın ve ülkenin çıkarı mı düşünülmesi gereken konu burada. ABD ve İsrail'in bölgedeki çıkarlarına ters düşen politikalar var ki operasyonlar sıklaştı. Normalde yanyana gelmiyecek oluşumlar bu gibi durumlarda nasıl da biraraya getirildi gerçekten şaşılacak bir durum. Bu da dünya üzerindeki tekelci sömürü sisteminin bölgedeki politikalardan rahatsız olduğu ve çıkarına yeni oluşumlar aradığı izlenimini güçlendiriyor.

      Sonuç olarak bahsettiğiniz grup Türkiye'de siyasetin dizaynı için ülkedeki nüfuzu hep kullanıldı. Nasıl ve neden kullandırılıyor bu konuda net bir detay söylemek zor fakat bazı konularda kıskaçta olduklarını ve kurulu düzenlerinin idamesi veya açıklanmasından sıkıntı duyacakları ilişkilerin dış istihbaratın elinde olmasından dolayı bu güçlerin idamesinde Türkiye'deki nufuzlarını kullanmalarına boyun eğmek durumunda kalıyorlar bana göre.

      Sil
    3. http://analizmerkezi.com/haber/sok-fethullah-gulenin-ses-kayitlari-yayinlandi--dinle--35311.html
      https://soundcloud.com/ahmerdemir999/kas-m-2013-fg-turgay-ciner-ve
      Pensilvanya oluşumunun örtülü tarafı biraz daha aydınlanmaya başladı son olaylar ardından. Ses kayıtları düşmeye başlayınca arada din iman olunca yakıştırılamayanlar kendi ağızlarıyla itiraf ediliyorcasına gündeme düştü.

      Sil
  2. Vay be bilmediğimiz neler varmış. Halbuki medyada sadece hırsızlıktan yolsuzluktan bahsediliyor.

    YanıtlaSil
  3. Elinize saglik.bence forumda da yayinlayin.Bunlar onemli konular.Nekadar cok insana ulasirsa ,ulkemizin selameti icin o kadar iyidir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunuz olmasa bu konulara girmezdim. Yazılarda küresel boyutu ele almaktan yanayım sadece fakat bazı bağlantılar mecburen siyasi gündeme uzanıyor. Forum ortamında bu konuları yazmak uygun değil bence, ilgi duyanlar adına yazılarımızı arşiv olarak buraya taşıdık, buradan takip edilmesi de kolay olacaktır. Forum ortamında gereksiz tartışmalara sebebiyet vermeye gerek yok.

      Sil
    2. Üstat,

      Emeğiniz için teşekkür ederim Bu konunun bu sayfa üzerinden devam etmesinin ben de daha sağlıklı olacağı kanısındayım.

      Selamlar.

      kararan

      Sil
  4. Sayın NWM hocam tek kelimeyle muhteşemsiniz. Sizi can-ı gönülden tebrik ediyorum. Her zaman olduğu gibi bakış açımızı genişlettiniz. Allah sizleri başımızdan eksik etmesin. fina...

    YanıtlaSil
  5. ustad selamlar.sizi forum sayfalarından takip ediyorum.çoğu zaman yol göstericim oldunuz..merak ettiğim bir şey var.iranla yapılan ticaretle ilgili vatandasın karı neoldu bu işten.yani madem ambargoyu deliyoruz bir şekilde daha düşük fiyatlardan doğalgaz ve petrol almamız gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk aşamada esas strateji enerji çeşitliliğini sağlamak.Sadece Rusya gibi tek noktadan değil pek çok havzadan enerjiyi elde etmek yönünde alternatifli bir oluşum hazırlanıyor (daha doğrusu hedefleriyor) öncelikle. Bu aşamada anlaşmalar ile meydana gelecek ekonomik kazanç cari açık kamburunu kaldırmak yönünde kullanılması hedefleniyor ilk etapta. Bu yönde olumlu gelişmeler oluştukça faiz ve enflasyonda aşağı eğilim artacağından döviz fiyatları geri gelmeye başlayacaktır. Döviz fiyatı düştükçe de pompa fiyatlarına otomatik yansımalarını o zaman görmek mümkün olacaktır. Şu aşamada dövizin aşırı şişirilmiş olması etkiliyor ilk etapta fiyatları. Bunun yanında diğer yandan cari açığı finanse edecek ilk kaynak vergiler ve en büyük vergi akaryakıttan geliyor. Bu kalemlerdeki iyileşmeler ancak kalıcı bir para akışıyla düzenlenebilir. Eğer bölgedeki enerji politikaları tüm operasyonlara rağmen rayına oturtulabilirse ancak o aşamada vatandaşa yansımaya başlar.

      Sil
  6. Üstat,

    Halbank'ın genel müdürü hakkında da akıllara rüşvetten başka bir şey geliyor mu?

    Teşekkürler.

    kararan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazının son kısmında olayın kişisel boyutuna karşı görüşümü ifade etmeye çalışmıştım. Gündem, kişiler üzerinden seçim öncesi seçmen gözünde "yolsuzluk" gibi çarpıcı bir medyatik konuya indirgendi.Kaldı ki henüz yargı süreci işlemeden herkes suçlu ilan edildi. Sonuç olarak kişiler, yazıda anlatmaya çalıştığımız ambargodaki tıkanıklık yüzünden legal yolların tıkantığı, resmi kanaldan işletilemeyen bir para akışında muhasebeleştirilemeyecek dolayısıyla haklı olsalar bile haksız konumda olabilecek bir çıkmazda da kalabilirler ve her türlü yaftaya açık pozisyonda kalabilirler. Ama sistemler kişilerle ilgilenmez, esas amaçları bir darbe vurmaktı ve kişileri de gündemin önüne atarak amaçlarını çok rahat perdelediler. İçeride de kişiler üzerinden bir siyasi rant ve karalama fırsatı doğdu ve bunu sonuna kadar kullanacaklardır. Operasyonun bir amacı da zaten buydu ve herkes perdenin önündekini konuşurken arkaplanda bölgedeki enerji hamlelerine büyük darbe vuruldu küresel elitler tarafından.

      Şimdi son bir haftada ülke kaynaklarına vurulan darbenin hesabını kim verecek? Bu işten siyasi rant elde etmek isteyenler olayı köpürtmeye çalışırken, vatandaşın cebinden esas çalınanları düşünüyor mu? Türkiye'nin milletinin bankası sadece bir haftada 1,6 milyar TL erirken, faizler çift haneye yaklaşırken, merkez bankası tam da yüklü müdahalelere başlayıp doları 2 sınırına doğru bastırmaya çalışırken ve bu sırada bankanın rezervleri oluşturulan belirsizliklerle riske giriyorken, benzine dolardaki oynaklık yüzünden 13kuruş zamma sebebiyet veriyorken, yani her olumsuz söylemde milletin cebindeki para eriyorken sırf koltuk sevdasına ülkenin siyasetine dışarıdan yön vermek isteyenlere avuç açar gibi oluşturulan gündemde daha yargılanmadan "120milyon$ yolsuzluk yapılmış vay hırsızlar" diyenlere sormak lazım bir haftada milyar dolarlar halkın cebinden uçuruldu yine bu finansal harpte farkındalar mı?

      İktidarı veya muhalefeti ne olursa olsun daha sağduyulu söylemlerle ortamı sakinleştirmesi gerekirken, olaylar netleşene kadar insanları peşinen suçlu ilan etmek yerine işi yargıya bıraksalar olaylar bu kadar büyürmüydü? Olayları koltuk kapma sevdası için bulunmaz fırsat görenler operasyonun amaçlarına tutumlarıyla fazlasıyla katkı sağladılar. Bu sırada ülke kaynaklarına yani vatandaşın cebine oldu yine olan.

      Eğer kişiler olarak yetim hakkı yiyen, bu milletin parasını hiç eden varsa sonuna kadar cezasını çeksin bizim kişilerle işimiz yok, bu iş adaletin işidir siyasilere laf düşmez. Ama kurulan tezgahla amaçlanan farklıyken ve her girişimde olan halka oluyorsa ve hepimiz aynı gemide yol alıyorsak bu ülkede, neden küresel soygun sisteminin ekmeğine kendi elimizle yağ sürüyoruz? Kişilerin cebine girenden çok (ki bu henüz yargılanmadan söylenemez) oluşturulan algıda küresel soyguncuların ülke insanından ve ülkenin bölgedeki çıkarlarından çaldıklarına bakmak gerek. Olayı kişilere indirgemek büyük resmi görmemizi engeller.

      Sil
    2. Üstat merhaba,

      Soruma ilişkin cevabı herkes verebilir, veriyor da zaten. Sizin söyledikleriniz yeni bakış açıları kazandırıyor bizlere. Bundandır soruşumuz bu bayat soruları.

      Teşekkürler.

      Selam ve dua ile.

      kararan

      Sil
    3. Yazıların kapsamı konusunda ilginize teşekkürler. Sorunuzdaki kişi ve gündemdeki diğer kişiler hakkında ne savunacak ne de suçlayacak kadar bir bilgiye sahip değiliz. Bu konuda tatmin edici bir detay yazmak adına eksik ve yetersiz donelerle konuşmak yanlış olur.
      Fakat olaya ışık tutması açısında şahsi bir izlenim olarak şunu ifade edebilirim. Küresel oyun kurucuların aslında olmayan bir parayı nasıl transfer ettiğine nasıl karşılıksız para bastığına dair detayları dilimiz döndüğünce geçmiş yazılarda anlattık. Bu sistemin dünya genelinde devamlılığı ve işleyişin delinmemesi açısından bu olayda Halkbank üzerinden gerçekleştirilen gibi girişimlerin bertaraf edilmesi gerekir ki bunu da ABD üzerinden koydukları katı ambargo kuralları ile sağlıyorlar. Bu ambargoyu aşma girişimleri kurulu banka sistemi üzerinden transferlerle yapılması demek, paranın öyle yada böyle ABD üzerinden geçmesi demek. Bu da zaten mümkün değil küresel para ağının tek hakimi olmaları hasebiyle. Bu sebeple üçüncü kişiler üzerinden kurumsal bir kontrolle değil muhasebe harici kayıt dışı bir yöntemle ancak mümkün bu transfer. Bu noktada kişiler vicdan ve imanlarıyla başbaşa. Kimse bu noktada burada bir zimmet olayı olmuştur veya olmamıştır diyemez. Dolayısıyla bir kayıtdışılık olduğundan birileri de hukuk önünde bir arayış içinde olunca bu para nereden geldi nereye gitti diyebilecek kadar arkası açık bir konu.
      Eğer bu konuda birileri ceza kesmeyi kafaya koymuşsa ve siz her ne kadar ülke çıkarına bir işlem yapmış olsanız bile oluşturulan belge ve medyadaki algı yönlendirmesi ile kendinizi anlatabilmeniz mümkün olmayabilir.

      Bu noktada işte şu söylenebilir "altını olan kuralı koyar" Altının yani paranın sahibi bu düzende kim? ise kuralı koyan da o, birilerine bu örtülü trafiğin istihbaratını veren de, bu işleri organize edip içeriden vatan millet sakarya edasıyla üzerine salan da o. Evet görünürde bir suç unsuru vardır, ama kişiler bu noktada vicdanları ile başbaşadır.

      Ama kimse bu sistemi esas örgütleyenleri, gücü elinde bulunduranları, dünya geneli için kendi çıkarları adına koydukları kurallar gereği sözde adaleti uygulatanları adalet timsali olarak göremez, görürse yanılgı içine düşer. Zaten kendileri hiçbir zaman görünmez, çünkü onlar kişilerle değil sistemlerle uğraşır ve bu sistemin bozulmaması için bu operasyonları kendi içlerinden olan insanlarla yaptırır.

      Kapital sistemde siz sınır komşunuzla bir para transferi bile yapamıyorsanız, altın ile takas ticareti yaparken yine yasaklanıyorsanız. Ülkenin çıkarı adına ucuz enerji ve bölgesel ucuz ticaret yapmak varken birileri yok illaki dolar kullanacaksın, petrolü doğalgazı oradan almayacaksın diye dikte ediyorsa ve dünyadaki ülkeler buna ses çıkaramıyorsa bu kapital sisteme esaret ve kölelik değil de nedir?

      Ülkede özgürlük ve bağımsızlıktan bahsedenler, adı her neyse ulusalcılar, milliyetçiler, cemaatçiler, particiler, ümmetçiler vs vs her kimse...., nasıl bir ekonomik bağımlılığa yıllardır mahkum edildiğimizin farkında değiller mi? Bir ülkede sadece bizim dediğimiz bayrak dalgalanıyor diye özgürüz mü zannediyoruz kendimizi? Bu boyunduruktan kurtulacak bölgesel hamleleri birinin atması gerekir. Bunu atabilecek kim varsa tüm ülke ona oyvermelidir onun arkasında durmalıdır. Kimse şucu bucu kisvesi altında şahsi çıkarı adına taraftarlık yapmamalıdır. Vatan sevgisi bunu gerektirir.

      Bu ülke bir şekilde ekonomik bağımlılıktan da kurtulmalıdır. Biz halen kişilerle uğraşırken, örtülü sistem kişileri birbirine düşürerek çıkar kavgaları üzerinden sistemdeki dizaynını sürdürüyor. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz tüm yazdıklarımızda. Bizim kişilerle işimiz yok, kimsenin olmamalı. Söz konusu vatandır ve bu vatan için bütünlük içinde olmak şart.

      Bize gündemde servis edilenin arkasında yine büyük güçlerin çıkarlarına yönelik hamleler var. Bunu herkes görmeli, başını gündemdeki suni olaylara gömmek yerine kafasını kaldırıp büyük resme bakmalı.

      Sil
  7. İşte Halkbank operasyonunun ardından yukarıdaki yazı içinde izah etmeye çalıştığımız perde arkası konunun esas dayanağı olan İran ve Irak petrol parasının Halkbank üzerinden Türkiye ekonomisine akmasına vurdukları darbenin belgesi.
    Halkbank üzerinden yapılan anlaşmalar son operayonla devredışı bırakıldı ve paralar küresel bankerlerin sistemine JPMorgan üzerinden aktarılacak.
    Detaylar gazete haberi içeriğinde, bu linkten ulaşabilirsiniz
    http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2013/12/28/petrol-parasinin-yatacagi-banka

    Sonuç olarak bölgenin ve bölge kaynaklarının patronu benim, parası benim... Siz kurduğumuz tezgahı bozmaya kalkar, Irak yönetimiyle ortak iş çevirmeye çalışırsanız biz ülkeyi tek bir operasyonla yerlebir ederiz, ekonominizi işte böyle 2 hafta içinde finansal harp ile batırırız, size de zırnık koklatmayız diyorlar.

    Bu toprakların kaderi bu mu olmaya devam edecek? Yoksa bölge insanları bu sömürüye dur diyecek güç birliğini oluşturabilecek mi?
    İşte asıl mesele burada ve bu noktada halkların bilincine ve desteğine ihtiyaç var...
    Oluşturulan gündemlerle, bu sistemin kontrolündeki medyada oluşturulan algıyla halk uyutuluyor. İç çekişmelere kanalize ediliyor, gündeme koydukları yem konularla büyük resmi görmeleri engelleniyor.



    Haberin önemli detaylarını sayfaya da taşıyalım;

    ***Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanacak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin petrol gelirlerinin, 2003 yılında BM tarafından Amerika'da açılan Irak Kalkındırma Fonu'nun (DFI) hesabına yatırılacağı bildirildi.
    ***3 gün önce IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani ile Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'nin Bağdat'ta yaptığı görüşmede petrol sevkiyatı konusunda anlaşma sağlandı. Ancak Bağdat hükümetinin üzerinde durduğu en hassas nokta ise petrol gelirlerinin hangi bankaya yatırılacağı oldu.

    Daha önce Barzani'nin Ankara'da gerçekleştirdiği ziyaretlerde gündeme getirildiği belirtilen petrol gelirlerinin Halk Bankası yerine Amerika'daki bir bankaya yatırılması noktasında uzlaşmaya varıldı. Buna göre, IKBY petrol gelirleri, 2003 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ABD'nın New York kentindeki JP Morgan Bankası'nda açılan Irak Kalkındırma Fonu hesabına yatırılacak.

    YanıtlaSil
  8. Forumda bir arkadaşımızın mesajı üzerinden yaptığımız değerlendirmeyi buraya da aktaralım;
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    ((((Alıntı fina Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    G Ü N D E M --- S O N D A K İ K A

    Kuzey Irak petrol gelirleri ABD’ye
    29.12.2013 - 03:30
    Barzani yönetimi Bağdat ile anlaştı, Türkiye’ye verilen söz tutulmadı
    Kuzey Irak petrol gelirleri konusunda şok gelişmede önemli ayrıntı ortaya çıktı. 3 gün önce IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani ile Irak Başbakanı Nuri el-Maliki’nin petrol sevkiyatı konusunda anlaşma sağlandı. Ancak Bağdat hükümetinin üzerinde durduğu en hassas nokta ise petrol gelirlerinin hangi bankaya yatırılacağı oldu. Türkiye bu noktada paranın Halk Bankası’nda tutulmasını istiyordu. Ancak iddiaya göre petrol gelirleri, 2003 yılında Birleşmiş Milletler tarafından New York’ta JP Morgan Bankası’nda açılan Irak Kalkındırma Fonu hesabına yatırılacak.

    sayın networkmanager sizin MAKRO GERÇEKLER yazılarınızın nekadar isabetli olduğu zamanla ( üzülerek ) ortaya çıkıyor.
    Ülke batsın yeter ki bu RTE GİTSİN diyenleri duyduğum zamanda nedir bu kin, bu nefret ? ne yaptılar da bu kadar nefret duygularını kabarttılar ? diye düşünürken yavaş yavaş ideoloji kılıfı altında ülkenin altının oyulduğunu sağ olun sizin sayenizde bir kez daha gördüm. Allah gözü dönmüş; vatanın milletin selametini göremeyecek kadar kör olanlara akıl,fikir versin.
    Şahsi kanaatimce hasbel kader iktidarda farklı bir görüş aynı icraatları yapsaydı da aynı oyunlar bu sefer onlara tekrar oynanacaktı. İsimlerin önemi yok ! Ülkemizin aleyhine çalışanları tarih unutmayacak ve affetmeyecektir...))))
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Haberi dün blog sayfasından yayınladım ve gerekli değerlendirmeleri yazdım son yazının yorum bölümüne, forum üzerinden yayınlayınca gereksiz tartışmalara ortam meyilleniyor diye buradan devam etmiyorum bu konulara.. Malesef son iki haftada yaşananlar para hanedanının hedeflediği gibi şekillendi, olan ülkenin onlarca milyarlık birikimine, halkın cebine oldu. Pire için yorgan yakmak değimi vardır kültürümüzde. Tam da bu boyutta görmek gerek, kaybeden ülkemiz insanı, kazanan yine para baronları malesef.
    Anlaşmaya gelince, operasyon Türkiye üzerinden finansal harp ile yapıldı, Irak grubuna da paranın şuraya aktarılacağı konusunda dikte edildiği ve onlara bir tercih bırakılmadığını söylemek yanlış olmaz. Haberde sanki bir tercih yapılmış gibi aktarılmış, o kadar demokratik bir ortam olmaz bu küresel hanedanın nezlinde. Demokrasi sadece onların çıkarları doğrultusunda kullandıkları bir sistem. Arap baharında diktatörleri yıkıp demokrasi getireceğiz diye uğraşanlar da aynı güçler, demoktasi getirmeyi vaad ettikleri topraklar nedense daha beter kan gölüne dönüyor, çünkü sömürü sistemlerini yerleştiriyorlar her operasyonda, halkların ölüyor olması hiç umurlarında değil, ama etiket öyle cafcaflı sunuluyor ki dünya insanlığı gözünde adalet dağıtıcısı gözüyle lanse ediliyor.

    "Tarih bunları unutmayacak" demişsiniz ama bu oyunlar ilk değil ki, oyunu kuranlar hep aynı senaryoyu ortaya koyuyor, Osmanlının son döneminden bu yana uygulanan senaryolar hep aynı, Abdülhamid Han döneminde benzer operasyon Osmanlı Bankası üzerinden yapılmıştı, cumhuriyet döneminde de IMF üzerinden sömürdükleri dönemde de hep bu eller vardı ülkenin politikalarında. Yaşananlardan ders çıkarabilmek için tarihten ders alınması gerek önce. Onu da ders kitaplarına kadar iç uzantıların eliyle sansürletip çarpıtılmış tarihi okutuyorlar ve yeni yetişenler de bu sistem içinde kendi tarih ve kültüründen bihaber, karşılıksız para ile dünyayı her geçen gün oluşturdukları krizlerle soyan ve tek dünya imparatorluğunu sinsice hedefleyen küresel bir para hanedanının varlığında bîhaber yetişiyor.

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar. hemen hemen tüm yazılarınızı okudum. gayet analitik ve güzel yazılar. ancak hanedan soy sop( zionizm ) ve subliminal konuları biraz fantazi gibi değil mi? şimdi yanılma payı da bırakarak düşüncelerimi aktarmak istiyorum. diyoruz ki bu global bankerler İsviçre de dağ başında toplanıp karar alıyorlar. aralarına kimseyi almıyorlar falan. o kalibredeki adamlardan Siirt Pervari de toplanmalarını bekleyemeyiz ya hocam. katı determinist şeyler yazmak istemiyorum ama herkesin hayatını ekonomisi belirler büyük ölçüde. deli deliyi sever imam ölüyü. doğaldır bu zengin adamların şirketlerini daha da büyütme arzuları ve gerekirse bu uğurda finansal veya silahlı harp çıkarmaları. herkes karını maksimize etmeye çalışıyor. piramit, firavun gibi semboller de bu adamlara en uygun semboller olur. kapitalizm emperyalizme dönüştü ve artık şirketokrasi ye geçti.. şirketlerin devletleri var artık. hocam adamlar istemese o sembollerin S'sini göremeyiz. niye sokuyorlar gözümüzün içine acaba? of of of mistik güçleri varmış kabala yaparlarmış biz de aman dinimize sarılalım.. asıl vermek istedikleri düşünce biçimi bu olmasın.. hamas gibi örgütler, savaşın devamına adeta çanak ve bahane olmuyor mu hocam? bu ülkenin saf insanı bir yerde savaşa sokulmak istense din en başlıca öğe olarak kullanılmayacak mı..? hocam kontrol edilen muhalefete dikkat edin. iyi simülasyon yaratırlar. seni dine bağlar dininin tepesindekini isteğine göre yönlendirir masona saldırıyorum sanırsın da matadorun kırmızı peleriniyle debelenip durursun. bütün bu süreçte de bilim milim hak getire tabi. ne gerek. illuminati büyüylen yapıyor herşeyi canım.. biz de büyüyle uğraşalım. dünyayı kara murat filmleri gibi kahraman osmanlı kahpe bizans mantığıyla yorumlamaya çalışan bence çok çeker. birden çok senaryoyu aynı anda önümüze açabilmemiz gerekir. en basitinden bu dünya elitleri biraz okuma yapabilen insanların bile rahatlıkla düşünebileceği basit reflekslerle hareket etmezler sanırım. salak değillerse insanları dine daha da iteceklerini görüyorlardır. bu mecradan da ilerleyebilirler. cahil kal, bilimsiz kal, onun hanedanı varsa benim de halifem var, medeniyetin tek dişi kalmış lazım değil, onda demokrasi varsa ben istemem o zaman, bu gezicilerin hepsi illuminati, masonlar para dağıtıyor insanlar ayaklanıyor gibi bir ülkenin cahillerinin kendilerini düşünebiliyor zannetmelerine yol açarak 5. sınıf ikiyüzlü diktatörlerin iktidarını pekiştirmelerini sağlarlar mı şeklinde bir teoriyi de ben dillendirmiş olayım. ha hocam bir yazınızda k. kore direniyor falan demişsiniz. aman ha aman. http://www.celebialper.com/ulkeler/kuzey-kore/kuzey-kore-seyahatim-bilgi-ve-hazirlik.html okudum hem güldüm hem üzüldüm gariplerin haline. hocam egemenler bak biz ilüminaticiyiz gidin siz de kendi diktatörlerinize, dinlerinize dört kolla sarılın derlerse çok da acele etmeyelim olur mu son olarak sayın hocam yazılarınız gayet güzel. para takip edilmeli analizler yapılmalı ancak mistik öğelerle veya kaos mühendisliği ile ilgili olarak çok boyutlu bakmak gerek sağ gösterip sol vurabilirler. son olarak blog bir süredir aktif değil. artık yazmayacak mısınız? takibe devam etmek istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cem bey ilginize, yazıları okumak için ayırdığınız zamana ve ayrıca fikirlerinizi paylaştığınız yorumunuza teşekkür ederim. Yazıların devamını biz de hedefliyoruz fakat uzunuzadıya yazılar için yeterince vakit ayırma fırsatını çok yakalayamıyoruz eskisi kadar. Bende baştan savma yazmaktansa biriktirmeyi tercih ettim son dönemde. Umarım fırsat olur kaldığımız yerden devam ederiz sizlerin de talebi olursa. Yazılar hakkında eleştirel bakışınıza yönelik daha açıklayıcı cevaplarla karşılık vermek isterdim fakat yorum bölümünde ortam pek müsait değil bu açıdan. Fakat şunu söyleyebilirim. Anlatılan olayları daha üst çerçeveden okumaya çalışın lütfen. Özellikle manevi boyut çerçevesinde yazdıklarımızı birkez daha gözden geçirdikten sonra dünyevi düzen üzerinde kurulan şeytani yapıyı gözden geçirmeniz daha doğru sonuçlar vereceği kanaatindeyim.
      Tekrar teşekkür ederim katılımınız için.

      Sil
  10. Bu yazı genelinde finansal boru hatlarının inşaasının gerekliliğinden bahsetmiştik ve Halkbank operasyonunun bölge petrol parasının küresel bankerlerinin kontrolünden çıkarılması girişiminin cezalandırılması olarak detaylarını izah etmiştik. Bu süreç içinde bunun çekişmeleri yaşandı yaşanıyor. Son gelen haberler lehte görünüyor. Bölge petrol paraları Halkbank'a akacak AnadoluAjansının haberine göre
    http://www.aa.com.tr/tr/u/333759--petrol-parasi-halkbankasina-yatirilacak

    Şimdilik bu halen Kürt bölgesinin kararı gibi görünüyor. Irak merkezi yönetimi ile yaşadıkları sürtüşmeler devam ediyor. Bakalım ne yönde sonuçlanacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu başlık altındaki yazımızda Halkbank operasyonunun küresel bankerlerin eseri olduğunu ifade etmiştik. Irak Petrol paralarının sistemin inşaa ettiği düzenin dışında bir bankaya yatacak olması sistemlerini bozacak demiştik. Bunu engellemek için ülkede operasyonlar yapıldı olaylar karıştı fakat geç de olsa petrol boru hatlarının yanında finansal boru hatları da sağlam bir politika ile inşaa edilmeye başlanıyor gelen haberlere göre.
      İşte geçtiğimiz günlerde Türkiye üzerinden sevk edilen ilk parti Irak petrolünün parası Halkbanka yatrıldığı teyit edildi. İşte haber şöyle;


      http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2014/06/24/petrol-parasi-halkbankta
      "İlk kargonun bedeli 97 milyon dolardı; şu an 93 milyon Halkbank'a yatmış durumda. Bu para, hem Bağdat'a dekont edilen, hem de Erbil'in bilgisinde bulunan paradır. Halkbank'ın bu bünye içinde olması son derece sağlıklı ve doğru bir tercihtir" dedi. Kargolar gittikçe bedellerinin Halkbank'a yatmaya devam edeceğini belirten Yıldız, petrolün sevkıyatından Türkiye'nin varil başına 1 dolar geliri olduğunu vurguladı.


      Umarız bu finansal boru hatları güngeçtikçe daha da hızlanır ve güçlenir. Türkiyenin cari açık kamburundan kurtuluşunun ilk emareleri bunlar. Hayırlı olsun ülkemiz adına...

      Sil
  11. Bu yorumu okuyan herkes için iyi bir haber. Ben dünyaca ünlü aydınlatmak kardeşlik topluma aittir nasıl ifademi paylaşmak istiyorum, ve nasıl ben büyük bir zenginlik, servet ve şöhret elde ederek, daha ünlü hale gelmiştir. İşte hayatım değişti nasıl. O çok zengin, varlıklı, ünlü ve başarılı oldu çünkü her zaman, bana para veriyordu Bir arkadaşım. Güzel bir gün, o da bana hayatta başarılı olmak için yol göstermek için gidiyor, bana para verecek olmadığını bana söyledi. Yani ben çok mutlu oldu, ben o büyük aydınlatmak, toplumun bir üyesi olduğunu bilmiyordum. Yani ben dünyaca ünlü aydınlatmak topluma başlatılan ve birkaç gün sonra, ben milyonlarca Dolar değerinde bir sözleşme verildi. Sağ şimdi ben konuşurken, ben çok iyi yapıyorum, benim iş, i hayat benim ve ailem için çok zor oldu önce ben, şimdi insanlara para veren biriyim, iş fiyatlar dünya seyahat. Bugün bize ait olmak istiyorsanız? Şimdi> illuminati worldwide@yahoo.com ve hayatınızı iyi için değişecek bize bir email gönder.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayırdır İlluminaticiler bizim sayfaları bulmuş ve reklamlarını yapar olmuşlar???
      Bu yorumu hangi amaca hizmetle bu sayfalarda yazma gereği duydunuz? Bu ülke evlatlarının parayla değişmeyecek değerleri halen sapasağlam ve güçlü. Siz para uğruna kendinizi ipotek altına aldırmış olabilirsiniz ama sizlerin müslüman mahallesinde nasıl salyangoz satmaya çalıştığınızı deşifre etmeye devam edeceğiz.

      Sil
  12. Bende diyorum bu AKP nasıl bu kadar oy alabiliyor hala..resmen yandaş blogculuk yapıyorsunuz..KEŞKE OLAYLARA DAHA OBJEKTİF BAKSANDA HANGİ OLAYLARIN NETİCESİNDE İSRAİL İN ABD NİN YARAR SAĞLADIĞINI GÖREBİLSEN..BENDE SENİ BİŞEY SANMIŞTIM

    YanıtlaSil
  13. Bende diyorum bu AKP nasıl bu kadar oy alabiliyor hala..resmen yandaş blogculuk yapıyorsunuz..KEŞKE OLAYLARA DAHA OBJEKTİF BAKSANDA HANGİ OLAYLARIN NETİCESİNDE İSRAİL İN ABD NİN YARAR SAĞLADIĞINI GÖREBİLSEN..BENDE SENİ BİŞEY SANMIŞTIM

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olayı particilik seviyesine takım tutar gibi indirgerseniz bizim yazdıklarımızdaki derinliği görmeniz zaten imkansız.Yazıların birinden bakarak ön yargılı bir çerçevede değil, yazı arşivinin bütünündeki değerleri birleştirerek gözatmanız daha objektif bakmanızı sağlayacaktır.

      Sil

Yorumlar için adres burası...