MAKRO GERÇEKLER - GİZLİ ÖRGÜTLER

07 ARALIK 2012 tarihinde HaberBorsa Deneme Tahtası başlığı altında yayımlanmıştır...

MAKRO GERÇEKLER - GİZLİ ÖRGÜTLER

Şimdiye kadarki yazılar çerçevesinde dünyayı şekillendiren bazı yapılanmalardan ve örgütlenmelerden dolaylı olarak da olsa bahsetmiştik. Bu çerçevenin biraz daha detayına değineceğimiz bir yazı olacak bu. Bu örgütlenmelerin amaç ve tarihçesine değinmeye çalışacağız.

Dünya var olduğundan bu yana insanlık tarihiyle beraber insanlar hep yönetme ve yönetilme güdüsü içinde yaşamıştır. Dünya hep bir hükümdarlık ve sahiplik kavgasına sahne olmuştur. Güçlünün güçsüze hükmettiği bir tarih hep var olmuştur dünya üzerinde. Bunun adı bir zaman firavun olmuş, başka bir zaman krallıklar olmuş, bir başka dönemde Roma imparatorluğu, Bizans imparatorluğu, kilise destekli haçlı orduları ile Hristiyanlar, yeri gelmiş Türk imparatorlukları ile Müslümanlar dünyada hüküm sürmüş. Günümüzde de bu role Evangelist ve Zionist zihniyet bürünmüş durumda. Tarihin bugüne kadarki akışı içerisinde bu görünen tarafın yanında birde ezoterik örgütlenmeler de hep var olmuştur. Bu ezoterik örgütlenmelerin en çok bilinenleri masonlar, tapınak şovalyeleri, hospitaller'dir belkide. Bu örgütlenmeler, derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesi felsefesi ile günümüze kadar gelmiştir ve günümüzde de halen yansımaları sürmektedir. Tarihin şekillenmesinde büyük rolleri olmuştur. Fakat bu örgütlenmeler aslında piramit yapılanmasının sadece maşalarıdır. Daha üst dizayn grubu tarafından kontrol edilmişlerdir tarih boyunca.

Bu piramit örgütlenmeyi biraz daha açacak olursak;
Piramidi oluşturan en üst örgüt Tavistok'dur. Onun altında Roma klubü - Digi Foundation - Mount Poleren - Trileteral Komisyon, bunların altında CFR - Bilderberg - Raoundtable (Yuvarlak Masa) - The Brothers of the Rose Cross (Gül ve Haç Kardeşliği) - Tapınak Şovalyeleri gibi mason örgütleri vardır. Bunlardan türemiş alt örgütler ise Illuminati ve Skulls and Bones Society (Kurukafa ve Kemikler) gibi günümüzün "herşeyi bunlar yapıyor" diye yutturdukları meşhur taşeron örgütleri vardır.

(Obama'dan önceki başkan Bush!un üye olduğu gizli örgüt Skulls and Bones hatırası bir fotoğraf)

Bu yapılanmalar genel olarak hep bir piramit düzeninde hiyerarşiyle tabir edilirler. Pek çok kaynakta bu sembollerin üst yapılanmasında farklı farklı isimler kullanılsa da en alttaki kesim hep aynıdır. Bu yapılanmanın en altında kalanlar bu elit kesimin haricindeki tüm insanlıktır ve bu kitleyi köleler, koyunlar gibi ifadeler ile sembolize ederler.


Şimdi biz dönelim asıl konuya; Bu gizli örgütlenmeler aslında nihai anlamda dünya üzerinde bir hakimiyet kurma emelini her zaman gütmüştürler ve zamanla güçlenerek ve ellerindeki gizli ilimleri de kullanıp aktararak kendi planları doğrultusunda emelleri doğrultusunda ilerlemeye çalışmışlardır.

Mesela Tavistok; çok eski zamanlardan beri özellikle tıp dünyası ve ilaç sektörünü yönetir. Tıbbi olan herşey Tavistoktan gelir. Örneğin I. Dünya Savaşında travma geçiren askerleri iyileştirmek üzere hafıza silme metotları geliştirmişlerdir. Bunların eğitimini verdikleri merkezler kurmuşlardır. Sigmund Freud da buradan yetişmiştir ve hafıza silme metotlarının babasıdır Freud.
II. Dünya savaşı döneminde 1930 larda bu örgütün başına Pole Warbuck geçirilmiştir. Pole Warbuck II. Dünya savaşının en önemli çift taraflı casusudur. Bunun babası Dünya Merkez bankalarını kuran Yahudidir. Bunun ağabeyi Max Warbuck Osmanlı'nın yıkılmasına ana sebep teşkil edecek girişimleri olmuştur.
Pole Warbuck öncülüğünde, Kurt Levin ve iki Yahudinin sahip oldukları ilaç şirketi Sandoze

içinde elde ettikleri en önemli ilaç LSD'dir. LSD, kaptagon türevi bir uyuşturucudur. 1960 larda Türkiye'ye gelen barış gönüllüleri Güneydoğu Anadolu'da aşiretlerin önüne bu haplardan getirip burada her önüne gelene bu ilaçlardan dağıtmışlardır. Bu topraklarda uyuşturucu kaçakçılığının temelleri böyle atılmıştır.
Tavistock'un devamı ve güçlenmesi için alınan kararla CIA kurulması kararlaştırılmış ve Bill Donawan'ı çağırılmıştır. Churchill ile Rosewelt arasındaki anlaşma ile CIA kurulmuştur. Günümüzün meşhur örgütü CFR de Tavistok tarafından kurulmuştur.

Tapınak Şovalyeleri; dünyada kan bankalarını yönetirler. Gizli örgütlerde kanın ayrı bir değeri vardır. Kanın bir hafızası vardır. Kanın bu kodlarından tüm coğrafyanın gen haritası çıkartılabilir, geçmiş nesillerle bağları çözülebilir, o coğrafyanın insanlarının tüm özellikleri detaylandırılabilir ve hatta neslin coğrafi haritası nereden göçtüğü, nerelerde yaşadığı çıkartılabilir. Bu önemli bilgilere ulaşabilmek adına dünya kan bankaları ilk defa tapınak şovalyeleri tarafından kurulmuştur. Paracelsus ilk defa bu kan bilimiyle uğraşmış kişidir ve hatta kitapları bir dönem kilise tarafından yasaklanmıştır. Fakat günümüzde kan bilimine katkı verebilmiş doktorlara Paracelsus madalyası veririlir. Hatırlanacak olursa bir dönem lösemi olduğu iddiası ile ünlü bir doktor için Türkiye'de de kan kampanyası yapılmıştı (o kişi şu anda Adnan Oktar'ın kanalında mehdi propagandası yapıyor ne hikmetse!!! ). Bu kanlar bu bankalara gitmiş ve bu kanlardan kimin nerede yaşadığına kadar çeşitli bilgiler deşifre edilmiştir. Kan çok değişik bir unsundur, kan olayına sahip çıkamayan bir ülke kesinlikle kendi bütünlüğünü çok kolay sağlayamaz ve sürdüremez. Osmanlı zamanında da bu detaya oldukça dikkat edilmiş ve feth edilen topraklara konar-göçer Türkler olarak ayrı ve çok önemli bir statü taşıyan boylardan Yörükleri batı coğrafyasında Bulgaristan, Selanik, Arnavutluk, Bosna bölgesine, Doğu bölgesindeki feth edilen topraklara ise Türkmenleri yerleştirmiş ve o bölgelerin kan haritalarını Türkleştirmiştir.

Bir diğer detay örnek ise Monsento olabilir. Monsento'da tarım dünyasını yönetir. Örneğin 1960 larda Türk tütününe mavi küf hastalığı bulaşmıştır. Fakat ne hikmetse bu hastalık daha gündeme gelmemiş iken hastalıktan önce gümrüklere mavi küfle mücadele ilaçları gelmiştir. Günümüzde tarımda kullanılan tohumlar da bu örgütün kontrolündedir.

Bu küçük örneklerden de anlaşılacağı üzere dünyayı yönetmeyi hedefleyen gizli örgütlerin hazırladıkları çıkar projeleri vardır. Bu projeler örgütlü bir şekilde gizliden gizliye işletilmektedir. Günümüzde kapital düzenin içindeki her gün konuşulan ekonomik krizler bile bu projelerin bir parçasıdır. Bu örgütlerin tasarımına göre dünya her 108 senede bir büyük bir değişim yaşar. Bu değişimin ilk 36 senesi Enigmatik (muamma) çağdır, yani bildiğiniz her olayın yanlış olduğunu yalan olduğunu gerçekte sizi bir palavraya inandırmış olduklarını öğrenme çağıdır. Bu son enigma dönemi 1989 da başladı. 36 yıl süreyle insanlar en iyi bildiği olayı bile aslı böyle değilmiş bizi aldatmışlar meğerse diyecekleri olayların yaşandığı dönemdir bu ilk 36lık süreç. İkinci 36 yıllık dönemde ise her olayın gerçekliğini öğrenirler.
Örneğin 2008 Ekonomik krizinin bahanesi Lehmanbrothers'ın batışı ikinci 36yıllık dönemde ilk 36lık dönemde yutturduklarının çok farklı bir gerçeği taşıdığını öğrenmek gibi, örneğin 11 Eylül'de yıkılan ikiz kulelerin gerçekte farklı eller tarafından gerçekleştirildiğinin öğrenilmesi gibi, örneğin şu günlerde olduğu gibi 12 Eylül darbelerinin, Ergenekonların arkasındaki gerçeklerin öğrenilmesi gibi yeni bir uyanma çağı yaşanacak ve ilk 36lık dönemde bilinen ve yutturulan tüm gerçeklerin aslında palavra olduğu anlaşılacaktır. Son 36lık dönemde ise ilk iki dönemin sentezinden yeni gerçeklikler oluşturulacak ve tekrar doğudan başlayan ve batıya ilerleyen gelişmeler yaşanacaktır. (Medeniyet doğudan başlar sözü de buradan gelmektedir.) Bu son 36lık dönemde ise kelimeler yeni anlamlar kazanmaya başlar ve yeni terimler türetilir. Örneğin yıllar öncesinde Aziz Pole'ü ateistlik ile suçlayanlar "onlarca Tanrı var gel bunlara inan derken, Aziz Pole sadece tek Tanrı vardır ben sizin tanrılarınıza inanmıyorum" dediği için ateist ilan edilmiştir. Fakat bugün bu kavram tamamiyle farklı bir anlam taşıyor günümüzde. İşte buna benzer anlam değişiklikleri ve kaymalarının yaşanacağı yeni terimlerin inşaası bu üçüncü 36lık çağda gerçekleşir.

Bugün için dünyada hakim olan güç günümüzün algısıyla herkesin sandığı gibi merkez bankaları vs değil. Bunlar 20 yy için tasarlanmış kurumlardı ve bitti. 20yy ; 19.yy da ortaya çıkmış olan kavramlar ve kelimeler ile yönetildi. Sosyalizim, kapitalizm vs. vs. 19yy da ortaya çıkanlar terim ve kavramlar 20yy.'ı yönetti. 20yy.'da ortaya çıkanlar 21 yy.'ı yönetmiyor. Çünkü teknolojide çok büyük bir gelişme oldu ve bu gelişmeyi insanlara hazmettirebilmek için sürecin yaşanmasını bekletiyorlar. Bu yöneten takım çok çok ilerdeler bugün bizim tartıştığımız konularla ilgileri yok geldikleri belirli noktalar var. Örneğin kuantum fiziği ve ilahiyatı birleştirdiler kuantum teolojisi çıktı ortaya. Bir de bununla paralel giden nöroteoloji var. İnsanın sinir sistemi ve insanda inanç nasıl oluşuyor, insanlar ne için inanma ihtiyacı duyuyorlar. Bu konulardaki ilerlemelere göre yeni dizaynlar ve tasarımlar gün geçtikçe önümüze konulmaya devam edilecektir.

Konu yazdıkça yeni konular açtığından biraz dağılmaya başladı. Biz esas olarak çıkış noktamıza dönmemiz gerekirse, Sn Narlıdere'nin sorduğu mesajın ana temasına referans olabilmesi açısından bu konulara değinmeyi gerekli buldum.
Dünya dengeleri belli bir kapital hegemonyanın elinde şekilleniyor malesef. Bu dengeler bir dönem silah ve uyuşturucu üzerine, bir dönem ise bankerlik ve ilaç üzerine kurgulanıyor dikkat ederseniz. Dünya, belli çıkar gruplarının emellerine göre bu gelgiti sıklıkla yaşamak durumunda bırakılıyor. Bahsekonu "chemtrail" hadisesi de benim şahsi kanaatime göre ilaç sektörünün bir tezgahı fikrine sahibim. Bu konuda somut detaylara sahip olmadığım için kabaca yukarıdaki örgütlenmelerden bahsetmek gerektiğini düşündüm.

Bu tip serpintiler ile tarımsal erezyon amacı güdülüyor olabilir, ya da her yıl yenisi türetilen gribin ya da benzeri hastalıkların altyapısı oluşturuluyor olabilir. Bakınız dikkat edin, her yıl grip aşısının değişik versiyonlarını satıyorlar. Bir yıl kuş gribi çıkartılıyor bütün havayolu şirketleri ekonomik krize sokuluyor, uçaklarla mikrop taşınıyor teranesi uyduruluyor ve dünya ticareti sadece bir mikropla altüst ediliyor. Ertesi yıl domuz gribi çıkıyor yüzlerce insan ölüyor ama ölüm korkusuyla milyonlarca grip aşısı satılıyor vs. vs. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Benzer olaylar tarım sektörü için bir verimsizlik yada dışa bağımlılık oluşturmak adına kullanılabilir bu serpintiler ile. Bu da belki buna yönelik bir çalışmadır bilemiyoruz ama enigma döneminden mümkün olduğunca çabuk sıyrılıp bu önlemleri almalıyız. (Bu arada enigma demişken, İran'daki uyanışı ve kapital düzene doğru hamleler ile kafa tutması belki bu yazıları okuyan pekçok göz tarafından savaşın sebebi olarak görülüyor olabilirler ama daha dün Basra Körfezinde bir predatörü daha kontrol altına aldıklarını açıkladılar. Pek çoğumuz İran'a gerici, yobaz gözüyle bakıyor belki ama adamlar uyanık bir politika ile çok önemli Arge ye sahip oluyorlar.Biz halen ABD ye predatör satın diye yalvarırken İran dikine kalkış yapabileni üretmeyi başardı. Nükleer teknolojide de arge sahibiler. Neden ABD ye yalvaracağımıza ortak bir arge yapamıyoruz? Türkiye olarak biz mi ilerideyiz yoksa onlar mı? Ya da İran mı gerici, yoksa biz mi? Dibimizdeki petrolü, doğalgazı bile İran'dan almaya korkuyoruz ABD ambargosunu deleceğiz diye. Bu politikalar tekrar gözden geçirilmeli, bu anlamda da yanlış taraftayız, dibimizdeki petrolü ucuza alamıyorsak, nükleer argesinden faydalanamıyorsak daha çok cari açıkla boğuşuruz)

Tabi ki birey olarak da bu gerçekleri göz ardı etmeden hareket etmeliyiz. Siz siz olun eşinize dostunuza, çoluğunuza çocuğunuza sırf hasta olmasın diye aşı yaptırıyım derken iki kez düşünerek karar alın. Bakınız bunlar en basitinden küçük örnekler fakat daha bilinmeyen ve tahmin edilemeyen neler çıkacaktır bu kapital esaret içinde tahmin etmek bile güç.