13 HAZİRAN 2012 tarihinde HaberBorsa Deneme Tahtası başlığı altında yayımlanmıştır...
MAKRO GERÇEKLER MANEVİ BOYUT – II ( SEMBOLLER VE RİTÜELLER )
Şimdiye kadarki yazı serisinde genel olarak
kapital düzenin tarihçesini ve gelişimini anlatmaya çalıştık. Bu süreç içinde
sistemin insan üzerindeki planlarından ve köleleştirme çabalarından bahsettik.
Tabiki bu sürece etki eden faktörlere de belli anlamda girişler yapmıştık.
Özellikle belli amaçlara ulaşabilmenin öncelikli emellerinden birinin de içi
boşaltılmış Allah inancının unutturulduğu teknoloji temelli sentetik ve
"tek din" projesinden de kısaca bahsetmiştik. Peki kime hizmet edecek
bu tek din?
Öncelikle bu sistem içinde bazı planların devreye girebilmesi için insanlara iyiliği doğruluğu ve insanlık için belli değerleri emreden bir sistemden insanları vazgeçirmek gerekir. Değer yargıları kaybolmuş bir insanlığa, haram/helal kavramını bilmeyen bir insanlığa dilediğiniz herşeyi, "para" denen ve günümüzde artık "tapılası" bir boyuta ulaşmış dünyevi değerlerle yaptırabilecek durumdasınız. Çünkü sistem her geçen gün oluşturduğu krizlerle ve tüketim çılgınlığına sürükleyen empozelerle herkesi borçlandırmayı hedefliyor ve günümüzde görüyorsunuz ki kişiler ve hatta koskoca devletler borç batağında kıvranıyorlar...
İşte bu noktada belli doneleri aktarmak için sizlere Serdar Kılıç'ın programını tavsiye etmiştim. Dikkatinizi çekmiştir programın intro kısmındaki anafikir. Ne diyordu? "Eskiden sahip olduğumuz, para ile elde edilemeyecek değerlerimiz vardı. Belkide onları yeniden hatırlamalıyız"... Bu anafikirle yola çıktık yazı dizisinin son halkasına. Umarım gerekli ilgiyi sağlayıp bu noktada önemli aktarımlara aracılık etmiş oluruz. Eskiden toplumumuzda paranın kıymeti yoktu, para sadece araçtı, çünkü "komşusu açken tok olan bizden değildir" yargısı vardı insanların kalbinde. Şimdi ne oldu? Şehirleştik, modernleştik artık aynı apartmandaki komşularımızı bile tanımıyoruz ki aç olup olmadıklarını nereden bilelim. Artık "o kadar çalışıyoruz didiniyoruz parayı zor kazanıyoruz bir de başkasını mı doyuracağız" mantığı ağırlık kazanmadı mı? İşte bu kapital sistemin çarklarında eritilen kültürümüzün küçük bir örneği. Varın gerisini siz düşünün daha pek çok kaybolan değer yargılarımızı göreceksinizdir.
Modernlik de TV ler aracılığıyla sistem tarafından empoze edilen bir unsur farkında mıyız? Günümüzde birini aşağılarken "şuna bak köylü" gibi laflar türemiyor mu? Aslında bilinç altında sistem tarafından empoze edilmiş gerçekleri farkında olmadan yaşıyoruz. Aynı şeyi pek çok konuda da yapıyoruz farkında olmadan. Başı açık olan kapalıya yobaz olarak bakıyor, mini giyen tesettürlüye öcü gözüyle bakıyor, üniversiteli ortamında ya da sözüm ona elit!!! bir topluluk içinde dini vecibeleri gereği hareket etmeye çalışan birileri ötekileştiren bir tavır takınılıyor. Bakın bunları taraf olarak yazmıyorum dileyen uygular dileyen uygulamaz herkesin fikrine saygılı bakmak gerektiğine inanan biriyim fakat farkında olalım diye bu örnekleri vermek durumundayım. Bu ötekileştirme kültürü tamamiyle bizlere sistemin çeşitli araçlarıyla empoze ettiği ve asıl yozlaşan, yozlaştıran kültür entegrasyonudur. Bu bakış açısının ve söylemlerin oluşturduğu psikolojik algı ile aslında kendine "köylü" denilen kişiyi de sistemin içine çeken bir yapıdır. Kendi milli kültür ve değerlerimizden uzaklaştıran başlıca faktörlerdir.
İşte verdiğimiz örnekte de olduğu gibi insanlığa doğruyu ve iyiliği öğreten esas kaynaklar din üzerine kurulu. Bu noktada ise para sistemi bu din kurgusu ile çelişiyor. Dolayısıyla para sistemi çıkarları gereği bu din olgusunu kendi çıkarlarına göre şekillendirmek gereksinimi duyuyor. Bu noktada da sistemin "tek din" projesi devreye giriyor. İlahi bir din (tabi gerçekten zaman içinde bozulmamış dinden bahsediyoruz, isim zikretmek bir nevi ayrımcılık olarak görülebilir, fikirlere ve inanışlara saygılıyız. Bizim bu bağlamda kastımız itikat edilmiş ilahi dinleri genel olarak kapsamaktadır) insanlara, insanlığın mutluluğuna ve iyiliğine yönelik kurallar koymuştur. Fakat para sisteminde ise paraya sahip olan mutludur diğerleri ise sadece bir köle. Tabi ki sistemin başındakilerin yeni dünya düzenindeki amaçları da köleleşmiş ve kendilerine itaat eden bir sistemi hedeflemektedirler. İşte bu hedefe giden ilk basamak insanları, dolayısıyla ülkeleri borçlandırmak, ardından para sistemine bağımlı hale getirip köleleştirmek, borç içinde kıvranan ülkeleri menfaatlerine göre şekillendirip parçalamak ve köleleşmiş toplumları para sisteminde diledikleri gibi şekillendirip ortaya koyacağı yeni kurallarla robotlaştırmak, itaat etmeyenin de çipini devredışı bırakmak.
Evet ilk anda okuduklarınızı sindirmek öyle kolay değil. Hatta olurmu öyle şey diyenler de mutlaka olacaktır. Fakat şu anda komplo teorisi gibi görülen kalıpların detaylarını tek tek inceleyip bulmacanın parçalarını birleştirdiğinizde ancak farkedebilirsiniz bu gerçekleri.
İşte bu noktada manevi boyutta konuşulması gerekenler devreye giriyor. Dinlerin ortadan kalmasını kim neden istiyor. Evet dünya düzeni açısından para sisteminin başındakilerin çıkarları bunu gerektiriyor. Peki manevi anlamda dünya ve ahiret inancına da ucu dokunmuyor mu bu konu?
(Öncelikle şunu belirtmek isterim, ben fetva makamı değilim birilerine akıl verecek kadar da ilim sahibi değilim. Sadece kendimce okuyup öğrendiğim ve birleştirdiğimde gözümün içine kadar giren büyük resimden görebildiklerimi sizlere derleyip toparlayarak aktarmaya çalışıyorum. Kimse bu yazdıklarımızı bir fetva ya da misyonerlik gibi görmesin. Şahsen işin başlangıç noktasında borsa sistemine ilgi ile başladım ve izleri takip ederek bu noktaya kadar ulaştım. İyi ki de ulaşmışız yoksa şimdiye kadar Yaradan'ın gönderdiklerini hep geçmişte olmuş bitmiş gözüyle görüyorduk, O' da bu araştırma öğrenme hevesimizi görünce herhalde gözümüze soktukça soktu ki şimdi daha farkındalıkla bakabiliyoruz dünyada yaşananlara. Ben bir lütuf olarak görüyorum inancım gereği, uzun uğraşlarla bulduğum ipuçlarını birleştirip bir bütün haline getirmek belki başkalarının işini kolaylaştırır düşüncesindeyim sadece.... Sadece bu yüzden bile özellikle manevi boyut konusunda yazıp yazmamak açısından kendimce tereddüt yaşıyorum. Yazdıklarımız lütfen farklı algılanmasın)
Şimdi bu aşamada manevi boyuta birkez daha adım atmak gerekecek;
(Bakara, 34) Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.
(Kehf, 50) Hani biz meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi ve Rabbinin emri dışına çıktı.
(Araf, 12; Sad,76) Cinler, meleklerde olmayan özgür iradeye sahiptirler.
İblis üzerine Kur'an da anlatılan bir olay; (İsra Suresi)
61, Hani Meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik, onlar da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, “Hiç ben, çamur halinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?” demişti.
62, Yine demişti ki: “Benden üstün tuttuğun kişi bu mu, söyler misin? And olsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, azdırarak kontrolüm altına alacağım.”
63, Allah şöyle dedi: “Çekil, git”. Onlardan kim sana uyarsa kuşkusuz Cehennem tam bir karşılık olarak hepinizin cezası olacaktır.”
64, “(Haydi) onlardan gücünün yettiğinin ayağını çağrınla kaydır. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yürü. Onların mallarına ve evlatlarına ortak ol. Onlara vaatlerde bulun.” Hâlbuki Şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez.
65, “Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiç bir hâkimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!”
Allah; yeryüzünde bir halife yaratacağını söylediğinde, Melekler O'na yeryüzünde fesat çıkartıp, kan dökecek birini mi yaratmak istediğini sorarlar. Fakat Âdem'e secde etmeleri istendiğinde secdeye kapanırlar. İblis ise secde etmez. İblis'e neden secde etmediği sorulur. O kendisinin ateşten, Âdem'in ise topraktan yaratıldığı söyler. Kendisini bu duruma düşüren Âdemoğullarını (İnsanlar), aynı duruma düşürebilmek için Allah'tan kıyamet gününe kadar izin ister. Ve o izin kendisine verilir.
Ve işte bu noktada da oyun başlaaarrr
Şimdi esas soru şu: Para sistemini yönetenler kime hizmet ediyorlar?
Daha önce para sistemini yöneten hanedanlıkla ilgili yazılarımızda firavun soyundan geldiklerinden bahsetmiştik. O yazının içinde de kabala denen, içinde herkesin anlayamadığı şifre ve sembollerden oluşan bir büyü kitabı olduğunu aktarmıştık. İşte bu kitaptan türeyen çeşitli işaret ve semboller günümüze kadar yansımaktadır.
Konu buraya kadar gelmişken kabala hakkında da birkaç satır yazıp burayı da netleştirmeden geçmeyelim.
Kabalanın temeli şuraya dayanmaktadır;
BAKARA 102. Süleyman’ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil’de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!
İşte Allah tarafından Hârut ile Mârut aracılığıyla Süleyman peygambere öğretilen sihir ve büyü ilmi iblis ve cinler aracılığı ile Firavun dönemindeki büyücülere aktarıldığı bildirilmekte. Kabalanın temeli de bu sihir ve büyüye dayanır. Bu büyücülerin çeşitli semboller ve işaretlerle kabalayı oluşturdukları anlatılır. Bu sembol ve işaretleri de herkes okuyup anlayamaz. İşte firavun dönemindeki o döneme göre çok üstün teknoloji olarak nitelenen yapıtlar ve piramitler bu büyü ilmine ve cinlerin kontrol edilerek hizmet ettirilmesine dayandığı rivayet edilir.
Şimdilik bu konuya burada bir noktalı virgül koyalım gerekirse daha sonra döneriz;
İşte kabaladaki bu sembolizm ve işaretlemeleri günümüzde görüyoruz. Daha önce 1 dolar üzerinde çeşitli gizli sembolleri anlatan bir video paylaşmıştık. Zaten bunu günümüzde çoğu kişi artık biliyor, fakat birkez de konuyu bağlamak adına dile getirmek gerekti. Ama pek kimsenin bilmediği bir ayrıntıyı da biz verelim. 1 Doların tasarımında o bahse konu sembol ve işaretleri gizleyen tasarım için 15 kişi 6 yıl boyunca uğraşmışlar, varın gerisini siz düşünün.
Bunun yanında 20$üzerindeki sembol ve gizli mesajları da ayrıca daha önce izlememiş olanlar için de linkini biz koyalım.
Öncelikle bu sistem içinde bazı planların devreye girebilmesi için insanlara iyiliği doğruluğu ve insanlık için belli değerleri emreden bir sistemden insanları vazgeçirmek gerekir. Değer yargıları kaybolmuş bir insanlığa, haram/helal kavramını bilmeyen bir insanlığa dilediğiniz herşeyi, "para" denen ve günümüzde artık "tapılası" bir boyuta ulaşmış dünyevi değerlerle yaptırabilecek durumdasınız. Çünkü sistem her geçen gün oluşturduğu krizlerle ve tüketim çılgınlığına sürükleyen empozelerle herkesi borçlandırmayı hedefliyor ve günümüzde görüyorsunuz ki kişiler ve hatta koskoca devletler borç batağında kıvranıyorlar...
İşte bu noktada belli doneleri aktarmak için sizlere Serdar Kılıç'ın programını tavsiye etmiştim. Dikkatinizi çekmiştir programın intro kısmındaki anafikir. Ne diyordu? "Eskiden sahip olduğumuz, para ile elde edilemeyecek değerlerimiz vardı. Belkide onları yeniden hatırlamalıyız"... Bu anafikirle yola çıktık yazı dizisinin son halkasına. Umarım gerekli ilgiyi sağlayıp bu noktada önemli aktarımlara aracılık etmiş oluruz. Eskiden toplumumuzda paranın kıymeti yoktu, para sadece araçtı, çünkü "komşusu açken tok olan bizden değildir" yargısı vardı insanların kalbinde. Şimdi ne oldu? Şehirleştik, modernleştik artık aynı apartmandaki komşularımızı bile tanımıyoruz ki aç olup olmadıklarını nereden bilelim. Artık "o kadar çalışıyoruz didiniyoruz parayı zor kazanıyoruz bir de başkasını mı doyuracağız" mantığı ağırlık kazanmadı mı? İşte bu kapital sistemin çarklarında eritilen kültürümüzün küçük bir örneği. Varın gerisini siz düşünün daha pek çok kaybolan değer yargılarımızı göreceksinizdir.
Modernlik de TV ler aracılığıyla sistem tarafından empoze edilen bir unsur farkında mıyız? Günümüzde birini aşağılarken "şuna bak köylü" gibi laflar türemiyor mu? Aslında bilinç altında sistem tarafından empoze edilmiş gerçekleri farkında olmadan yaşıyoruz. Aynı şeyi pek çok konuda da yapıyoruz farkında olmadan. Başı açık olan kapalıya yobaz olarak bakıyor, mini giyen tesettürlüye öcü gözüyle bakıyor, üniversiteli ortamında ya da sözüm ona elit!!! bir topluluk içinde dini vecibeleri gereği hareket etmeye çalışan birileri ötekileştiren bir tavır takınılıyor. Bakın bunları taraf olarak yazmıyorum dileyen uygular dileyen uygulamaz herkesin fikrine saygılı bakmak gerektiğine inanan biriyim fakat farkında olalım diye bu örnekleri vermek durumundayım. Bu ötekileştirme kültürü tamamiyle bizlere sistemin çeşitli araçlarıyla empoze ettiği ve asıl yozlaşan, yozlaştıran kültür entegrasyonudur. Bu bakış açısının ve söylemlerin oluşturduğu psikolojik algı ile aslında kendine "köylü" denilen kişiyi de sistemin içine çeken bir yapıdır. Kendi milli kültür ve değerlerimizden uzaklaştıran başlıca faktörlerdir.
İşte verdiğimiz örnekte de olduğu gibi insanlığa doğruyu ve iyiliği öğreten esas kaynaklar din üzerine kurulu. Bu noktada ise para sistemi bu din kurgusu ile çelişiyor. Dolayısıyla para sistemi çıkarları gereği bu din olgusunu kendi çıkarlarına göre şekillendirmek gereksinimi duyuyor. Bu noktada da sistemin "tek din" projesi devreye giriyor. İlahi bir din (tabi gerçekten zaman içinde bozulmamış dinden bahsediyoruz, isim zikretmek bir nevi ayrımcılık olarak görülebilir, fikirlere ve inanışlara saygılıyız. Bizim bu bağlamda kastımız itikat edilmiş ilahi dinleri genel olarak kapsamaktadır) insanlara, insanlığın mutluluğuna ve iyiliğine yönelik kurallar koymuştur. Fakat para sisteminde ise paraya sahip olan mutludur diğerleri ise sadece bir köle. Tabi ki sistemin başındakilerin yeni dünya düzenindeki amaçları da köleleşmiş ve kendilerine itaat eden bir sistemi hedeflemektedirler. İşte bu hedefe giden ilk basamak insanları, dolayısıyla ülkeleri borçlandırmak, ardından para sistemine bağımlı hale getirip köleleştirmek, borç içinde kıvranan ülkeleri menfaatlerine göre şekillendirip parçalamak ve köleleşmiş toplumları para sisteminde diledikleri gibi şekillendirip ortaya koyacağı yeni kurallarla robotlaştırmak, itaat etmeyenin de çipini devredışı bırakmak.
Evet ilk anda okuduklarınızı sindirmek öyle kolay değil. Hatta olurmu öyle şey diyenler de mutlaka olacaktır. Fakat şu anda komplo teorisi gibi görülen kalıpların detaylarını tek tek inceleyip bulmacanın parçalarını birleştirdiğinizde ancak farkedebilirsiniz bu gerçekleri.
İşte bu noktada manevi boyutta konuşulması gerekenler devreye giriyor. Dinlerin ortadan kalmasını kim neden istiyor. Evet dünya düzeni açısından para sisteminin başındakilerin çıkarları bunu gerektiriyor. Peki manevi anlamda dünya ve ahiret inancına da ucu dokunmuyor mu bu konu?
(Öncelikle şunu belirtmek isterim, ben fetva makamı değilim birilerine akıl verecek kadar da ilim sahibi değilim. Sadece kendimce okuyup öğrendiğim ve birleştirdiğimde gözümün içine kadar giren büyük resimden görebildiklerimi sizlere derleyip toparlayarak aktarmaya çalışıyorum. Kimse bu yazdıklarımızı bir fetva ya da misyonerlik gibi görmesin. Şahsen işin başlangıç noktasında borsa sistemine ilgi ile başladım ve izleri takip ederek bu noktaya kadar ulaştım. İyi ki de ulaşmışız yoksa şimdiye kadar Yaradan'ın gönderdiklerini hep geçmişte olmuş bitmiş gözüyle görüyorduk, O' da bu araştırma öğrenme hevesimizi görünce herhalde gözümüze soktukça soktu ki şimdi daha farkındalıkla bakabiliyoruz dünyada yaşananlara. Ben bir lütuf olarak görüyorum inancım gereği, uzun uğraşlarla bulduğum ipuçlarını birleştirip bir bütün haline getirmek belki başkalarının işini kolaylaştırır düşüncesindeyim sadece.... Sadece bu yüzden bile özellikle manevi boyut konusunda yazıp yazmamak açısından kendimce tereddüt yaşıyorum. Yazdıklarımız lütfen farklı algılanmasın)
Şimdi bu aşamada manevi boyuta birkez daha adım atmak gerekecek;
(Bakara, 34) Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.
(Kehf, 50) Hani biz meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi ve Rabbinin emri dışına çıktı.
(Araf, 12; Sad,76) Cinler, meleklerde olmayan özgür iradeye sahiptirler.
İblis üzerine Kur'an da anlatılan bir olay; (İsra Suresi)
61, Hani Meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik, onlar da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, “Hiç ben, çamur halinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?” demişti.
62, Yine demişti ki: “Benden üstün tuttuğun kişi bu mu, söyler misin? And olsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, azdırarak kontrolüm altına alacağım.”
63, Allah şöyle dedi: “Çekil, git”. Onlardan kim sana uyarsa kuşkusuz Cehennem tam bir karşılık olarak hepinizin cezası olacaktır.”
64, “(Haydi) onlardan gücünün yettiğinin ayağını çağrınla kaydır. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yürü. Onların mallarına ve evlatlarına ortak ol. Onlara vaatlerde bulun.” Hâlbuki Şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez.
65, “Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiç bir hâkimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!”
Allah; yeryüzünde bir halife yaratacağını söylediğinde, Melekler O'na yeryüzünde fesat çıkartıp, kan dökecek birini mi yaratmak istediğini sorarlar. Fakat Âdem'e secde etmeleri istendiğinde secdeye kapanırlar. İblis ise secde etmez. İblis'e neden secde etmediği sorulur. O kendisinin ateşten, Âdem'in ise topraktan yaratıldığı söyler. Kendisini bu duruma düşüren Âdemoğullarını (İnsanlar), aynı duruma düşürebilmek için Allah'tan kıyamet gününe kadar izin ister. Ve o izin kendisine verilir.
Ve işte bu noktada da oyun başlaaarrr
Şimdi esas soru şu: Para sistemini yönetenler kime hizmet ediyorlar?
Daha önce para sistemini yöneten hanedanlıkla ilgili yazılarımızda firavun soyundan geldiklerinden bahsetmiştik. O yazının içinde de kabala denen, içinde herkesin anlayamadığı şifre ve sembollerden oluşan bir büyü kitabı olduğunu aktarmıştık. İşte bu kitaptan türeyen çeşitli işaret ve semboller günümüze kadar yansımaktadır.
Konu buraya kadar gelmişken kabala hakkında da birkaç satır yazıp burayı da netleştirmeden geçmeyelim.
Kabalanın temeli şuraya dayanmaktadır;
BAKARA 102. Süleyman’ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil’de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!
İşte Allah tarafından Hârut ile Mârut aracılığıyla Süleyman peygambere öğretilen sihir ve büyü ilmi iblis ve cinler aracılığı ile Firavun dönemindeki büyücülere aktarıldığı bildirilmekte. Kabalanın temeli de bu sihir ve büyüye dayanır. Bu büyücülerin çeşitli semboller ve işaretlerle kabalayı oluşturdukları anlatılır. Bu sembol ve işaretleri de herkes okuyup anlayamaz. İşte firavun dönemindeki o döneme göre çok üstün teknoloji olarak nitelenen yapıtlar ve piramitler bu büyü ilmine ve cinlerin kontrol edilerek hizmet ettirilmesine dayandığı rivayet edilir.
Şimdilik bu konuya burada bir noktalı virgül koyalım gerekirse daha sonra döneriz;
İşte kabaladaki bu sembolizm ve işaretlemeleri günümüzde görüyoruz. Daha önce 1 dolar üzerinde çeşitli gizli sembolleri anlatan bir video paylaşmıştık. Zaten bunu günümüzde çoğu kişi artık biliyor, fakat birkez de konuyu bağlamak adına dile getirmek gerekti. Ama pek kimsenin bilmediği bir ayrıntıyı da biz verelim. 1 Doların tasarımında o bahse konu sembol ve işaretleri gizleyen tasarım için 15 kişi 6 yıl boyunca uğraşmışlar, varın gerisini siz düşünün.
Bunun yanında 20$üzerindeki sembol ve gizli mesajları da ayrıca daha önce izlememiş olanlar için de linkini biz koyalım.
Bunun yanında 100$ için internette pek bir sır bulamazsınız, onu da biz bilgi
olarak ifade edelim. 100$ üzerinde Benjamin Franklin'in resmi vardır malumunuz.
Bu adam Amerikan tarihinin en önemli casusudur. Benjamin Fransa'da iken Fransız
mason locasına 24. üye olarak alınmıştır ve 33. dereceye kadar yükselmiştir.
İşte 100$ üzerinde de bunun sembollerini görebilirsiniz. Nasıl mı? 100$
arkasında Independent House ve tepesinde de bir saat kulesi vardır. Kulenin
akrep ve yelkovanı 2 ve 4 ü işaret eder. Benjamin resmini ışığa tutarsanız
gözlerinin içinde 24 sayısını görürsünüz...
Şimdi bunları neden anlattık;
Öncelikle bu sistemin nasıl tarihten gelen bir bağa sahip olduğunu gözler önüne sermek açısından bu bilgiler önemli.
Kabala sistemindeki gizli ilimlerin bir şekilde günümüze kadar aktarılarak gizli bağlantıların yapılabildiği işaretleri buradan elde edilebiliyor ki nitekim özellikle masonlukta dereceler ilerledikçe vâkıf olunan gizli bilgiler artıyor, 33. dereceye ulaşabilenlere gizli ilimler öğretildiği kaynaklarda mevcut. Bu gizli ilimler de kabaladan aktarılanlar olduğu aşikar. (Yeri gelmişken şu bilgiyi de verelim; Isac Newton 'ı herkes tanıyordur. Ünlü fizikçi ve yerçekimini bulan bilim adamı olarak anılır. Fakat aslında Newton'un alşimist ve majisyen (büyücü) olduğunu duyan varmı hiç aramızda. Ayrıca kendisi çok üst dereceli bir masondur. Bu gibi tarihte büyük buluşları olan çoğu bilim adamının detaylarına baktığınızda masonlukla ya da büyücülükle ilgileri olduğunu görürsünüz. Bu benim hep dikkatimi çekmişti. Bu gizli ilimlere sahip olanların farklı boyutlarla iletişim kurabildiği bazı kaynaklarda mevcut. Madde ve zaman konusunda yapılan buluşlarda bu gizli ilimlere sahip olabildiklerini düşünüyorum. Daha önce Nicola Tesla konusunu sayfalarda paylaşırken zaman makinesi ve zamanda yolculuk konularında başarılı deneyleri olduğunu bazı kaynaklarda ifade edildiğini aktarmıştık hatırlarsanız.)
Kabala inancı gereği bu adamların sembolizme ayrı bir takıntıları olduğu ve bunun kabala inancından gelen bir ritüel olduğu sonucuna buradan ulaşabiliyoruz.
Peki bu sembolizm ve ritüeller ne için?
Tabi ki bu gücü sunan varlığa bir sadakat gösterisidir bu tüm yapılanlar. O da kim? Secde etmediği için cennetten kovulan iblis...
Evet tüm bu yapılanmalar iblisin uşaklığını yapmaktadırlar. İblisin sunduğu güce kavuşmak için ruhlarını iblise sunmaktadırlar ve ne yazık ki yeni dünya düzenini kurmayı hedefleyen bu bir avuç insan iblisin hizmetçileridir. Yani satanist inanca sahiptirler. Kimliklerinde yahudi yazıyordur belkide ama bunların yahudilikle bir bağları yoktur. Bunların dinleri imanları sadece paradır ve bu paranın gücünü sunan iblise tapmaktadırlar.
Bakmayın siz öyle kedi kesen maskeli gençlere satanist dediklerine. O sadece bize medyada gösterilen magazin tarafı.
(Yeri gelmişken şunu da bilgi olarak ifade etmekte fayda var. Ataist kavramı da, Hristiyanlığın başladığı dönemde ilk kez Aziz Pole başta olmak üzere ilk Hristiyanlar için kullanılmıştır. Bunlara o zaman; 25 tane tanrı var birini seçin diyorlardı fakat onlar biz onlardan değiliz şeklinde karşılık veriyorlardı. Onlar da "Peki napıyosunuz? Siz tanrıları reddediyorsunuz deyip ataist olduklarını söylüyorlardı. O dönemde ataist o anlama geliyordu. Ama şimdi bizim anladığımız anlam daha farklı.)
Bu sisteme hizmet eden ve anlatmaya çalıştığımız "Tek Din" unsuruna yönelik çok çeşitli oluşumlar var artık günümüzde. Bu bahsedilen teknoloji temelli içi boşaltılmış sentetik din işte bu minvalde oluşturulan bir yapının ürünü olacaktır. Bu yapıya da artık üye toplayacaklar önümüzdeki süreçte. Buna öncelikle büyük hayran kitlesine sahip megastarlardan başlayacaklar Madonna gibi, Lady Gaga, Ketty Perry, Rianna gibi, Illuminati üyesi Tarkan vb. gibi. (birazdan bu mega starların kliplerinde kullandığı sembolleri tek resim içinde toplamaya çalışırım, yani yazının sonunda göreceksiniz muhtemelen) Sonra büyük mürid gruplarına sahip sözde şeyhlerden, cemaatlerden vs. vs. Bu farklı dinleri de kapsayan bir kavram tabi ki. Sonuç olarak bir iman bankası kurulacak ve imanını buraya teslim eden ancak sistem içinde yer bulabilecek, önü açılacak iş bulacak vs. vs.
İşte İstanbul Finans Merkezi olarak seçilmesinin önemli sebeplerinden birisi de budur. Çünkü İstanbulda bütün dinler şimdiye kadar kardeş kardeş yaşıyordu. Buradan başlatılacak bir sistemle tüm dünyayı buradan yönetmek çok daha kolay olacaktır. İstanbul Finans Merkezi reklamları ilk dönerken oradaki sloganı hatırlayan var mı?
"2012 Dünya Başkenti İstanbul" sizce de sadece tesadüf eseri yapılmış bir slogan olabilir mi? Yoksa planlı, direktifli bir yapılanma mı?
Şimdi sembol ve ritüel konusuna biraz daha açıklık getirmeye çalışalım;
Bakınız öncelikle iblis'in sembolünden başlayalım. Bu sembolü çeşitli şekillerde pek çok yerde mutlaka görmüşsünüzdür ya da göreceksinizdir. Bu keçi kafalı sembolün adı Bophomet diye geçer. Aslında Luciferian'ı yani bu inanca göre iblis'i temsil eder. Bu inançta Luciferian için aslında tüm kötülükleri üstlenmiş fedakar bir melek algısı sunulmaktadır.
Şimdi bunları neden anlattık;
Öncelikle bu sistemin nasıl tarihten gelen bir bağa sahip olduğunu gözler önüne sermek açısından bu bilgiler önemli.
Kabala sistemindeki gizli ilimlerin bir şekilde günümüze kadar aktarılarak gizli bağlantıların yapılabildiği işaretleri buradan elde edilebiliyor ki nitekim özellikle masonlukta dereceler ilerledikçe vâkıf olunan gizli bilgiler artıyor, 33. dereceye ulaşabilenlere gizli ilimler öğretildiği kaynaklarda mevcut. Bu gizli ilimler de kabaladan aktarılanlar olduğu aşikar. (Yeri gelmişken şu bilgiyi de verelim; Isac Newton 'ı herkes tanıyordur. Ünlü fizikçi ve yerçekimini bulan bilim adamı olarak anılır. Fakat aslında Newton'un alşimist ve majisyen (büyücü) olduğunu duyan varmı hiç aramızda. Ayrıca kendisi çok üst dereceli bir masondur. Bu gibi tarihte büyük buluşları olan çoğu bilim adamının detaylarına baktığınızda masonlukla ya da büyücülükle ilgileri olduğunu görürsünüz. Bu benim hep dikkatimi çekmişti. Bu gizli ilimlere sahip olanların farklı boyutlarla iletişim kurabildiği bazı kaynaklarda mevcut. Madde ve zaman konusunda yapılan buluşlarda bu gizli ilimlere sahip olabildiklerini düşünüyorum. Daha önce Nicola Tesla konusunu sayfalarda paylaşırken zaman makinesi ve zamanda yolculuk konularında başarılı deneyleri olduğunu bazı kaynaklarda ifade edildiğini aktarmıştık hatırlarsanız.)
Kabala inancı gereği bu adamların sembolizme ayrı bir takıntıları olduğu ve bunun kabala inancından gelen bir ritüel olduğu sonucuna buradan ulaşabiliyoruz.
Peki bu sembolizm ve ritüeller ne için?
Tabi ki bu gücü sunan varlığa bir sadakat gösterisidir bu tüm yapılanlar. O da kim? Secde etmediği için cennetten kovulan iblis...
Evet tüm bu yapılanmalar iblisin uşaklığını yapmaktadırlar. İblisin sunduğu güce kavuşmak için ruhlarını iblise sunmaktadırlar ve ne yazık ki yeni dünya düzenini kurmayı hedefleyen bu bir avuç insan iblisin hizmetçileridir. Yani satanist inanca sahiptirler. Kimliklerinde yahudi yazıyordur belkide ama bunların yahudilikle bir bağları yoktur. Bunların dinleri imanları sadece paradır ve bu paranın gücünü sunan iblise tapmaktadırlar.
Bakmayın siz öyle kedi kesen maskeli gençlere satanist dediklerine. O sadece bize medyada gösterilen magazin tarafı.
(Yeri gelmişken şunu da bilgi olarak ifade etmekte fayda var. Ataist kavramı da, Hristiyanlığın başladığı dönemde ilk kez Aziz Pole başta olmak üzere ilk Hristiyanlar için kullanılmıştır. Bunlara o zaman; 25 tane tanrı var birini seçin diyorlardı fakat onlar biz onlardan değiliz şeklinde karşılık veriyorlardı. Onlar da "Peki napıyosunuz? Siz tanrıları reddediyorsunuz deyip ataist olduklarını söylüyorlardı. O dönemde ataist o anlama geliyordu. Ama şimdi bizim anladığımız anlam daha farklı.)
Bu sisteme hizmet eden ve anlatmaya çalıştığımız "Tek Din" unsuruna yönelik çok çeşitli oluşumlar var artık günümüzde. Bu bahsedilen teknoloji temelli içi boşaltılmış sentetik din işte bu minvalde oluşturulan bir yapının ürünü olacaktır. Bu yapıya da artık üye toplayacaklar önümüzdeki süreçte. Buna öncelikle büyük hayran kitlesine sahip megastarlardan başlayacaklar Madonna gibi, Lady Gaga, Ketty Perry, Rianna gibi, Illuminati üyesi Tarkan vb. gibi. (birazdan bu mega starların kliplerinde kullandığı sembolleri tek resim içinde toplamaya çalışırım, yani yazının sonunda göreceksiniz muhtemelen) Sonra büyük mürid gruplarına sahip sözde şeyhlerden, cemaatlerden vs. vs. Bu farklı dinleri de kapsayan bir kavram tabi ki. Sonuç olarak bir iman bankası kurulacak ve imanını buraya teslim eden ancak sistem içinde yer bulabilecek, önü açılacak iş bulacak vs. vs.
İşte İstanbul Finans Merkezi olarak seçilmesinin önemli sebeplerinden birisi de budur. Çünkü İstanbulda bütün dinler şimdiye kadar kardeş kardeş yaşıyordu. Buradan başlatılacak bir sistemle tüm dünyayı buradan yönetmek çok daha kolay olacaktır. İstanbul Finans Merkezi reklamları ilk dönerken oradaki sloganı hatırlayan var mı?
"2012 Dünya Başkenti İstanbul" sizce de sadece tesadüf eseri yapılmış bir slogan olabilir mi? Yoksa planlı, direktifli bir yapılanma mı?
Şimdi sembol ve ritüel konusuna biraz daha açıklık getirmeye çalışalım;
Bakınız öncelikle iblis'in sembolünden başlayalım. Bu sembolü çeşitli şekillerde pek çok yerde mutlaka görmüşsünüzdür ya da göreceksinizdir. Bu keçi kafalı sembolün adı Bophomet diye geçer. Aslında Luciferian'ı yani bu inanca göre iblis'i temsil eder. Bu inançta Luciferian için aslında tüm kötülükleri üstlenmiş fedakar bir melek algısı sunulmaktadır.
Keçi kafası olarak tasvir edilir, çeşitli şekilleri de mevcuttur, genelde ters yıldız şekli içinde görürsünüz kafa tasvirini, haç işareti de terstir hristiyanlığın aksine. İlk resimdeki tasvirde kollarının ellerinin şekilleri açıları ve duruşlarının herbirinin bir anlamı vardır ve buradan esinlenerek üyelerinin kullandığı el işaretleşmeleri de mevcuttur.
Bunlar bir anlamda bir bağlılık göstergesi, işaretleşme, sembollerle haberleşme şekilleridir. Çevrenizdeki görüntülere hiç bu gözle baktınız mı? (Gözü içine alan bir halka ve diğer 3 parmağın açık olduğu işaret ise 666 yı sembolize eder. 666 kabala inancında şeytanı sembolize eden sayıdır) Kaçımız Eurovision da Jean Bonomo'nun kareografisindeki son selamı yarışma esnasında fark etti? ve TRT bu yarışmacı tercihlerini yaparken neye göre belirliyor? Bir yerden talimat alınıyor mu?
İşte farkında olmadığımız çeşitli semboller dünyamızı sarmış durumda günümüzde ve sebebi kaynağı anlatmaya çalıştığımız noktalara dayanıyor.
Şimdi bu kapsamda 9/11 ritüeline değinelim; daha önce ilerleyen yazılarda değiniriz demiştik ve bugüne kısmetmiş.
Bu yapılanmada sayıların da önemi vardır genel olarak 9 ve 11 in anlamı büyüktür ve bunun yanında 3 ve katları ya da 11 in 3 ile çarpımı sayılar anlam taşır. 33 gibi 66 99 gibi. Bazı ilave sayılar ve bilgiler de mevcut fakat genel olanları bunlar. Bu konuda da çeşitli detaylar var fakat yeri gelirse daha sonra değiniriz.
9/11 ritüelinin anlamı şurada gizli;
Şimdi meşhur 9/11 olayına atfen sorular üzerinden gidelim;
Neden 11 Eylül 1990'da George Bush'un Yeni Dünya Düzeni açıklamasından tam 11 yıl sonra 11 Eylül 2001'de bu dünyayı sarsan olayı yaptılar?
Kabalistik öğretide üstte sol resimdeki bu şekil Tree of Life olarak adlandırılır. Dikkat ederseniz tam 10 büyük noktadan oluşur. 10'uncu nokta Tanrı'yı temsil eder. Eğer 9'uncu noktadan, 10'u es geçerek 11'inci noktaya atlarsanız, Tanrı'yı saymamış olursunuz. İşte 11. noktaya ulaşmak, Luciferian'ların arzuladığı şeydir. 9'dan 11'e geçerek, Tanrı'yı hiçe saymak, Lucifer'in öğretisine uymak ve Lucifer'e hizmet etmek demektir...
Bu yüzden 11 Eylül'de, 9/11'da yapıldı o sözde terör saldırısı yani 11 Eylül İkiz Kule saldırısı, Tanrı'ya karşı bir meydan okumaydı. Yaptıkları şimdiye kadarki en büyük ritüeldi. Detaylarını daha önceki yazılarda da anlatmıştık.
Acaba daha büyükleri gelecek mi? 9/11 üzerinden bir 11 yıl daha geçti ve 2012 deyiz. Buna yönelik belli propagandalar filmler ve işaretler yapıldı şimdiye kadar. Bundan sonrası için uzaylı masallarının körüklendiği bazı gelişmeler görebiliriz. Şimdiye kadar hep uzaylı hikayeleri anlatıldı bizlere, böyle bir gerçek varmış gibi sunulmaya çalışıldı, ve hatta dünya üzerine uzaylıların bıraktığını empoze ettikleri tarlalara bir gecede çizilmiş işaretler bıraktıklarını sattılar hep insanlara...
Resimlere baktığınızda koskoca tarlalara çizilen bu semboller yukarıda yazdıklarımızı okuduktan sonra size de tanıdık gelmedi mi? Neden bu uzaylılar hep bu adamların sembollerini çizmişler acaba? (Resmin alt kısmındaki uzay mekiklerinin logolarını görüyorsunuz, genel olarak tek göz ve 666 sembolleri kullanılıyor hep neden? )
Dünyayı uzaylı vesveselerine şimdiden hazırlıyorlar. Yakında 9/11 in bir üst versiyonunu sahneleyecekler büyük olasılıkla. Bu adamların elinde gelecek yılların teknolojileri şimdiden hazır, sadece dünyayı bu sürece hazırlamaya çalışıyorlar. Yeni teknoloji büyük ihtimalle halogram teknolojisi üzerine kurulu bir sistem olacak. Halogram görüntülerle bir şekilde insanlara korku salmayı hedefliyorlar, bir nevi 9/11 deki kandırmacaya benzer insanları korkutacak yeni bir senaryo hazırlığındalar. Son günlerde dikkat ettiniz mi Zeki Müren yine sahneye çıkacak gibi manşetler vardı. Halogram teknolojisini kullanmaya başladılar artık. "Blue Beam Project"
Bu sistemin başındaki kişiler bizim gibi Gregorian 365 günlük takvimini kullanmıyorlar. 500 yıldan beri 360 günlük bir takvim sistemi kullanıyorlar ve bu takvime göre yaşıyorlar .Yani herşeyi bizden 2500 gün önce planlıyor ve yapıyorlar. İşte o yüzden ABD dolarındaki sembollerde işaretlerde bazı ip uçlarının çıkması, hollywood yapımlarındaki ip uçları. Bu takvim konusunu anlatmak karmaşık bir konu bu bukadarıyla burada kalsın.
Yeni dünya düzeni için sadece dünyayı hazırlıyorlar şu anda. Planlar aslında hazır. Buna yönelik ip uçları da vardır mutlaka. 2012 filminde olduğu gibi mutlaka pek çok işaret vardır. Şu anda Maya takvimine göre dünyanın sonu gelecek söylemleri pompalanıyor, insanlara bir korku psikolojsi empoze edilmeye çalışılıyor ve bunları da Hollywood ve medya aracılığı ile yapıyorlar yine. İşte bu yüzden yıllar öncesindeki Hollywood yapımlarında siyahi bir başkanı oynatıyorlardı. Bizler bu filmleri izlerken Obama onların kontrolünde eğitiliyordu. Biz bu güne geldiğimizde vay be helal olsun adamlar zenciyi bile başkan seçtiler diyoruz. Aslında bunlar yıllar öncesinden planlanan şeyler ve zamanı geldikçe sahneleniyor. İşte Matrix gibi Indipendents Day gibi yapımlar boşuna film olsun diye yapılmıyor. Aslında pek çoğunda yukarıda anlattığımıza benzer işaretler gizli. Çünkü Hollywood bunların elinde ve bir empoze aracı olarak kullanıyorlar...
Şimdi bu farkındalık oluşturmaya çalıştığımız detayları dikkate alarak çevrenize baktığınızda daha fazla işaret göreceksiniz. Bu sayfalara gözü takılan pek çok kişinin çocuğu vardır mutlaka. İşte bu gözlerle örneğin Cartoon Network gibi bir çizgi film kanalını izleyin bakalım bu işaretlerin olmadığı bir yapım görecek misiniz? Adamlar kaleyi içeriden feth etmek için şimdiden gelecek nesillerimizin beynini yıkamaya çalışıyorlar bu düzende. Subliminal Mesaj yöntemleriyle farkında olmadan beynimizi kontrol altına alıyorlar günbe gün bu medya silahlarıyla. Vakit ayırıp bir izleyin videoları ve neler dayatıyorlar bize bir bakın.
Yine oldukça uzadı yazı ve artık bir nokta koymak gerekirse, aslında Yaradan bize ipuçlarını sunmuş. Biz yazılanları hep sanki geçmişte olmuş bitmiş gözüyle okumuşuz hep. Sanki Firavun Hz. Musa'yı kovalarken denizin ortasında ölmüş de herşey orada bitmiş algısıyla baktık hep şimdiye kadar. Ama aslında şimdi yüzyıllar öncesine göre durum çok daha vahim. Bu nedenle bizi biz yapan değerlere daha çok sahip çıkmalı, gelecek nesillerimize doğru kültür ve değerler aktarmalıyız.
Aslında herşey okuyan ve araştıran için gözler önünde fakat sistem tarafından herşeyin üzeri kolayca örtülebiliyor ve hipnotize edilebiliyoruz. O nedenle işaretleri doğru okumalı ve çevremize daha bilinçli gözlerle bakmalıyız...
Kalın sağlıcakla....
İlave Başlık
Hologram Teknolojisi
Ayrıca yazının sonunda hologram teknolojisinden
bahsetmiştik, bazı linkler de vardı aklımda eklemek istediğim fakat yazı
göçünce zaman darlığından bazı eklentileri sunamadan yazıyı bitirmek zorunda
kaldık.
İşte yeni teknoloji Hologram...
İşte yeni teknoloji Hologram...
Bu konser alanında toplanan binlerce insan sadece sanal bir karakteri izliyorlar, şaşırtıcı değil mi? Yakında VizonTele deki Cem Yılmaz espirisinde olduğu gibi Zeki Müren' de bizi görecek. adam mezarından kalkıp bize böyle konserler verecek.
Keşke bu teknoloji böyle kullanılsa ama bu teknolojinin bir de savaşlarda kullanılmaya başladığını düşünün. Ülkenizin hava sahasında onlarca uçak uçuyor ama içlerinden sadece 1-2 si gerçek ama siz hangisinin gerçek olduğunu bilmiyorsunuz dolayısıyla kime saldıracağınızı da bilmiyorsunuz?
Bu tabi en basiti, ilerleyen aşamada sözde uzaylı istilalarını bu sanal teknoloji ile görürsek şaşırmayın...